Erzurum Kongresi
Erzurum Kongresi (23 Temmuz-7 Ağustos 1919)
Kongre, Vilâyât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti’nin Erzurum şubesi ve Tarbzon Muhafaza-i Hukuk Cemiyeti’nin işbirliği ile düzenlendi. Bu önemli kongre, kararlaştırıldığı tarihten 13 gün sonra, 23 Temmuz 1919’da toplandı. Kongrenin gecikmesinin sebebi, kongreye katılmak üzere Erzurum’a gelmesi beklenen delegerin zamanıda gelememesiydi.
Cemiyetin Erzurum şubesi tarafından Kongre için hazırlıklar yapılırken, Mustafa Kemal’in Anadolu’daki faaliyetlerinden duyulan rahatsızlığın derecesi de artıyordu. Henüz O, daha Amasya’dayken, Dahiliye Nezareti’nde bulunan Ali Kemal Bey’in genelgesiyle İstanbul’a çağrılmış, hükümetin bu ikinci çağrısına da uymayınca görevinden azledilmişti. Ancak Mustafa Kemal, bu göreve bizzat Padişah tarafından tayin edildiğini ileri sürerek, hükümetin emirlerine pek itibar etmiyordu.
Amasya’daki işlerini büyük ölçüde tamamlayan Mustafa Kemal ve beraberindekiler, 26 Haziran’da buradan ayrılarak, Erzurum Kongresine katılmak üzere 3 Temmuz’da, halkın, mülki ve askerî erkânın coşkulu tezahüratı içinde Erzurum’a geldiler. Ancak Mustafa Kemal ve ekibinin Anadolu’daki faaliyetlerinden rahatsızlıkları gittikçe artan İngilizler, İstanbul üzerindeki baskılarını iyice arttırdılar. Nihayet bu baskılar sonunda Mustafa Kemal 7/8 Temmuz gecesi saray tarafından bizzat makina başına çağrıldı ve askerlik görevinden alındığı kendisine tebliğ edildi. O da, 8 Temmuz sabahı çok sevdiği askerlik görevinden istifa ederek, milletin bir ferdi olarak mücadeleye devam etmeye karar verdi.
Mustafa Kemal’in resmi görevinin sona ermesini müteakip, Milli Mücadele tarihimiz açısından çok önemli olan bir tutum, XV. Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa tarafından sergilenmiştir. “Ben ve Kolordum bundan sonra da emrinizdeyiz Paşam” deme basiretini gösteren Karabekir Paşa’nın bu davranışını takdir etmemek mümkün değildir.
Kâzım Karabekir Paşa’nın bu davranışı, Mustafa Kemal’in resmi görevinin sona ermesinden dolayı doğabilecek bir çok sıkıntıların aşılmasında etkili oldu. Ama kongre için Erzurum’da toplanan delegeler arasında, O’nun kongreye katılabilmesi ve başkanlığı konusunda muhalif görüş sahipleri de vardı. Bu problem, Erzurum’dan seçilmiş iki delegenin (Emekli Binbaşı Kâzım ve Dursun Beyoğlu Cevat Bey) Mustafa Kemal ve Rauf Bey adına haklarından feragat etmeleriyle aşılabildi. Böylece hukuki olarak kongreye katılmaları bakımından bir engel kalmamıştı.
Kongre, 23 Temmuz Çarşamba günü 54 üyenin katılımıyla açıldı ve tam 14 gün süreyle çalışmalar devam etti. Mustafa Kemal üç olumsuz ve dört çekimser oyun dışında diğer üyelerin oyunu alarak kongre başkanlığına seçildi. Kongre üyeleri 23 Temmuz’da başlayan görüşmelerini 7 Ağustos’ta tamamlayarak, alınan kararları bir beyanname ile açıkladılar.
Kongrede kararlaştırılan ve beyanname ile açıklanan kararlar şunlardı:
a) Milli sınırlar içinde vatan birbirinden ayrılmaz bir bütündür.
b) Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı Osmanlı hükümetinin dağılması halinde millet top yekün olarak savunacak ve direnecektir.
c) İstanbul hükümeti vatanın bütünlüğünü koruyamadığı taktirde gayeyi temin için Anadolu’da geçici bir hükümet kurulacaktır.
d) Kuvâ-i milliyeyi âmil ve irâde-i milliyeyi hâkim kılmak esastır.
e) Hristiyan azınlıklara siyasi hâkimiyetimizi ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez.
f) Manda ve himaye kabul olunamaz.
g) Milli Meclis’in bir an önce toplanmasını ve hükümet işlerinin meclisin denetimi altında yürütülmesini sağlamak için çalışılacaktır.
Alınan bu kongre kararlarını yürütmek üzere, başkanlığına Mustafa Kemal’in getirildiği 9 kişilik bir Temsil Heyeti oluşturuldu. Mahalli amaçlı tertiplendiği halde bu kongrede ülkenin tamamını ilgilendiren temel kararlar alınmıştır. Bu sebeple Erzurum Kongresi toplanış amacı mahalli, aldığı kararlar yönüyle milli bir kongre niteliğindedir. Milli Heyet tarafından bundan sonra gerçekleştirilecek bütün girişimlerin (Sivas Kongresi’nin ve hatta Büyük Millet Meclisi’nin yürüttüğü çalışmaların) temelini oluşturmuştur.
Kongrenin önemini Mustafa Kemal Paşa Kapanış konuşmasında; “…Tarih şüphesiz bu kongremizi ender ve büyük bir eser olarak kaydedecektir.” cümlesiyle ifade etmiştir. Kongre kararlarını taşıyan beyanname bütün yabancı devletlerin temsilcilerine de gönderilmiştir.
Erzurum Kongresi’nden sonra İstanbul hükümeti tarafından yeniden gündeme getirilen Mustafa Kemal’in tutuklanması girişimi, yine hedefine ulaşamadan sonuçsuz kaldı. Zira bu işle yeniden görevlendirilen Kazım Karabekir Paşa, hükümetin 30 Temmuz tarihli telgrafına 1 Ağustos’ta gönderdiği cevabi telgrafında böyle bir uygulamanın doğru olmayacağını, dolayısıyla emri yerine getiremiyeceğini bildirmiştir.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.