Hukuksal Alanda Yapılan İnkılaplar

3 Ocak 2014 tarihinde tarafından eklendi.

HUKUKSAL ALANDA YAPILAN İNKILAPLAR

Osmanlı Devleti kurulduğu günden itibaren şeri ve örfi hukuku kullanıyordu. Devlet büyüyüp geliştikçe yeni kanunlar yürürlüğe girmiştir. Devletin gerileme ve çöküş yıllarında adil uygulanamayan hukuk da tam anlamı ile bir çöküş yaşıyordu. Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı ve Meşrutiyet ile getirilen yenilikler durumu karıştırmaktan başka bir işe yaramıyordu.
Son dönemlerde hukukun temelini “Mecelle” oluşturuyordu.

Ancak;

Osmanlı Devleti’nde hukuk birliğinin olmaması.
Çağdaş Batılı hayatın ihtiyaçlarına cevap verememesi.
Batı medeniyetini ülkeye getirmek için Batı hukukuna yönelme.
Devlete laik bir kimlik kazandırma isteği.
Ceza ve yargılama usullerinin yetersizliği.
vb. konular hukuk alanında yenilikler yapma ihtiyacını doğurmuştur. Bu alanda yapılan inkılaplar şunlardır.

Hukuk Alanında Yapılan İnkılaplar Şunlardır;

Medeni Kanunun Kabulü (17 Şubat 1926)

Medeni Kanun: Kişilik haklarının kazanılması, evlenme – boşanma, miras vb. her türlü ilişkileri düzenlemektedir. Medeni kanun bu yönüyle hayatının düzenlemesinde rol oynamıştır. Mecelle bu hususta yeni ihtiyaçlara cevap veremiyordu. Yeni bir kanun hazırlaması da çok zaman alabilirdi. Bunun için Atatürk’ün emri ile bize en uygun ve en yeni olan İsviçre Medeni kanunu tercüme edilerek yürürlüğe kondu.

Medeni Kanunun Getirdiği Yenilikler Şunlardır

Çok kadınla evlilik yasaklanarak, tek kadınla evlenme şartı getirildi.
Resmi nikah zorunluluğu kondu.
Miras bölüşümünde kadın ve erkeğe eşitlik getirildi.
Mahkemelerce kadın – erkek şahitliği eşit sayıldı.
Boşanma durumunda kadın ve çocuğun hakları güvence altına alındı.
Kadınlara meslek seçme hürriyeti getirildi.
Patrikhane ve konsoloslukların mahkeme kurmaları yasaklandı.
Patrikhanenin din işlerinden başka işlerle ilgilenmesi yasaklandı.

Hukuk Alanında Yapılan Diğer Yenilikler Şunlardır:

İtalya’dan ceza kanunu alındı. (1926)
İsviçre’den borçlar kanunu alındı. (1928)
İsviçre’den hukuk mahkemeleri usulü kanunu alındı. (1927)
Almanya’dan ticaret kanunu alındı. (1928)
İsviçre’den icra ve iflas kanunu alındı. (1932)
İtalya’dan ceza kanunu alındı. (1928)

20 Ocak 1921 Anayasası

23 Nisan 1920’de açılan TBMM yaklaşık dokuz yıllık bir çalışmadan sonra ilk anayasasını hazırladı.
Uzun bir çalışma dönemi sonunda titizlikle hazırlanan anayasa 1. İnönü Zaferi’nden sonra mecliste tartışılmış ve nihayet 20 Ocak 1921’de kabul edilmiştir.
“Teşkilatıesasiye Kanunu” adı ile yayınlanan ilk anayasa 23 madde ile bir geçici bölümden oluşuyordu.
Kurtuluş savaşının bütün şiddeti ile devam ettiği bir dönemde hazırlanan anayasa kısa ve öz olarak düzenlenmiştir.

1921 Anayasası’nın Kapsamı

Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
Yasama yürütme ve yargı yetkisi meclise aittir.
TBMM yürütme yetkisini hükümet aracılığı ile kullanılır.
Türkiye Devleti TBMM tarafından yönetilir ve hükümeti TBMM Hükümeti adını taşır.
TBMM’nin başkanı aynı zamanda hükümetin de başkanıdır.
Şeriat hükümlerini uygulama yetkisi meclise aittir.
Vekillik süresi 2 yıldır.

1921 Anayasasının Önemi

Anayasada kısa zamanda acil kararlar alarak uygulamak için kuvvetler birliği esasını benimsenmiştir.
Meclis Hükümeti sistemi benimsenmiştir.
Olağanüstü dönemin anayasası olarak kısa ve özdür.
Anayasada en önemli değişiklik Cumhuriyetin ilanı ile gerçekleşmiştir.
Anayasa laik değildir.
Anayasaya göre tüm kuvvet ve yetkilerin kaynağı halktır.
Anayasaya göre meclis tüm güç ve kurumların üstündedir.
Meclis halkın tek temsilcisi sıfatıyla bütün güç ve yetkileri kendinde toplanmıştır.

1924 Anayasası (20 Nisan 1924)

Anayasaların zamanla bazı değişikliklere uğraması olağan bir durumdur. Ancak 20 Ocak 1921 tarihli anayasanın henüz üçüncü yılında değişikliğe uğraması ve yeni bir anayasanın hazırlanması üzerindeki geçen zaman bakımından oldukça dikkat çekicidir. Bununla zaman çok kısa olmasına rağmen bu süre içersinde yaşanan hızlı değişim de yeni bir anayasayı zorunlu hale getirmiştir.

İlk anayasa henüz sınırları dahi belli olmayan, topraklarının önemli bir bölümü işgal altında bulunan, aynı topraklar üzerinde başka bir devletinde varlığını kısmen koruduğu (Osmanlı Devleti) yeni bir devletin anayasasıdır. Oysa 1924’lere gelindiğinde Osmanlı Devleti tamamen yıkılmış işgal altındaki topraklar kurtarılmış ve devletin sınırları netleşmiştir. İlk anayasa Kurtuluş Savaşı göz önüne alınarak hazırlanmış bir anayasa olduğu için, hızlı bir şekilde inkılaplar yaparak çağdaş Avrupa’yı yakalamak isteyen Türkiye Cumhuriyeti’nin ihtiyaçlarına cevap vermiyordu. Bu durum karşısında ikinci bir anayasa hazırlanmış ve bu anayasa 20 Nisan 1924’de TBMM tarafından kabul edilmiştir.

1924 Anayasası’nın kapsamı

Devletin şekli Cumhuriyettir.
Devletin dini İslam, dili Türkçe, başkenti Ankara’dır.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
TBMM üyeleri 4 yılda bir seçilir seçme yaşı 18 seçilme yaşı 30’dur.
Cumhurbaşkanı meclis içerisinden, 4 yıl için meclis tarafından seçilir.
Aynı kişi üst üste Cumhurbaşkanı seçilebilir.
Yasama, yürütme yetkisi meclise aittir.
Yargı hakkını millet adına bağımsız mahkemeler kullanacaktır.
Seçme ve seçilme hakkı sadece erkeklere aittir.
Ülkenin illere, ilçelere ve bucaklara ayrılmasına karar verilmiştir.
Kabine sistemi benimsenmiştir.
Kişi hak ve özgürlüklerine daha geniş yer verilmiş, herkes kanun önünde eşit sayılmıştır.

1924 Anayasası’nda Yapılan Değişiklikler

1928’de Devletin dini İslam’dır fıkrası kaldırıldı.
1934’de Kadın hakları anayasaya yansıtıldı.
1937’de Atatürk ilkeleri anayasaya girdi.
1945 de Anayasanın dili sadeleştirildi.
1952’de Anayasanın dili eski şekline çevrildi.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
Çağdaş Dünya Tarihi Soru Cevap