Osmanlı Devleti Ticaret ve Ulaşım Sistemi

22 Aralık 2013 tarihinde tarafından eklendi.

Ticaret ve Ulaşım Sistemi

Ticaret, üretilen her çeşit malın bir çeşit tüketiciye ulaştırılma etkinliğidir. Osmanlı Devleti Anadolu Selçukluları gibi ticaretin gelişmesi için çok çaba sarf etmiştir.
Siyasi, sosyal ve ekonomik düzenin tam olarak sağlanması, ticaretin ve tüccarların özendirilmesi, yol güvenliğinin sağlanması ve işlek yollar üzerinde bulunması Osmanlı Devleti’nde ticaretin gelişmesini sağlamıştır.
Yukarıda belirtildiği gibi Osmanlı Devleti’nin toprakları önemli ticaret yolları (İpek ve Baharat Yolu) üzerinde bulunuyordu.

NOT:

Osmanlı Devleti Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde 1475 yılında Kırım’ın fethi ile İpek Ticaret Yolunu, Yavuz Sultan Selim Dönemi’nde 1517’de Mısır’ın Fethi ile Baharat Ticaret Yolu’nu idaresi altına almıştır.

Osmanlı Devleti, bu yollar sayesinde çok ciddi güvenlik gelirleri elde ediyordu.
Devlet ticari vergileri artırmak ve mal sıkıntısı yaşamamak için bazı Avrupa Devletleri’ne kapitülasyonlar vermiştir.

NOT:

Osmanlı ilk kapitülasyonu sınırlı olmak koşuluyla 1479’da Venedik’e, geniş çaplı kapitülasyonları ise 1535’te Fransa’ya vermiştir. Sokullu Dönemi’nde ise İngiltere ve Hollanda’ya kapitülasyonlar verilmiştir.

Ticaret ve Ulaşım Sistemi

Osmanlı Devleti bu devletlere kapitülasyonları vererek hem mal kıtlığı yaşamamayı hemde Coğrafi Keşiflerle Atlas Okyanusu’na kayan Avrupa transit ticaretini Akdeniz’e çekmeyi hedefliyordu.

Deniz ve Kara Ulaşımı

Anadolu konumu itibariyle İlkçağ’dan bu yana geçiş noktası olma özelliğini devam ettirmiştir. Kırım, Avrupa ile Kuzey ve Güney Anadolu limanları ticaretin en yoğun yaşandığı yerlerdi.
Anadolu Selçukluları ve Beyliklerden sonra Anadolu denizciliği tam manasıyla Osmanlı Devleti’nin eline geçmiştir.

NOT: 
Osmanlı Devleti’nde denizcilik faaliyetleri Orhan Gazi Dönemi’nde Karesioğulları Beyliği’nin alınmasıyla başlamıştır.

TANIYALIM

EMİR KARAMÜRSEL

Osmanlı Devleti’nin ilk denizcilerindendir. Osmanlı Beyliği 1324 yılında batı komşusu Karesi Beyliği’ne yardım maksadıyla Mürsel Bey komutasında yirmi dört gemiden oluşan bir kuvveti göndermiş ve denizlerle tanışmıştır.
Mürsel Bey; denizcilik bilgisi, kahramanlığı ve denizlerdeki çatışmalarda göstermiş olduğu üstün başarıları nedeni ile Osmanlı Beyliği içerisinde haklı bir şöhrete sahip olmuş; kendisine, cesaret ve atılganlığından dolayı “Kara” unvanı verilmiştir. Osmanlı Beyliği, Doğu Marmara’da kesin bir hakimiyet sağlayınca, deniz gücünün kurumsallaşması için
çalışmalar başlatılmıştır. Karamürsel’de 1327 yılında ilk Osmanlı Tersanesi kurulmuş; burada ilk Osmanlı savaş gemisi inşa edilmiştir.
Donanma hiyerarşik bir sistemle teşkilatlandırılarak Donanma Komutanı’na, “Derya Beyi” unvanı verilmiştir. Kara Mürsel Bey, Osmanlı Devleti’ndeki ilk “Derya Beyi” olarak Türk Deniz Tarihi’nin öncüleri arasında yerini almış, ölümünden sonra isminin verildiği şimdiki Karamürsel ilçesinde ebedi istirahatına çekilmiştir.

Osmanlı denizciliği İstanbul’un fethinden sonra gelişmeye başladı. Fatih devrinde Azak, Kefe ve Kırım gibi liman kentleri alınmıştı.
Kanuni devrinde ise Kuzey Afrika’da ve Akdeniz’de alınan yerler Osmanlı denizciliğinin güçlendiğini göstermektedir.
Osmanlı Devleti 16. yüzyılda Karadeniz’den Hazar Denizi’ni bir kanal açmayı (Don – Volga Kanal Projesi) düşündüyse de projeye gereken önemin verilmemesi ve Kırım Hanlarının tavırları yüzünden başarılı olamadı.

Osmanlı deniz ticaret yolları ile kara yolları bitişik vaziyette idi. Antalya, İzmir, Sinop, Trazon limanları aynı zamanda kara yollarının bitiminde bulunuyordu.
Osmanlı Devleti kara yollarındaki ulaşımı geliştirmek amacıyla yol boylarına han, köprü, kervansaray, imaret ve misafirhane gibi yerler yapmıştır.
Ulaşımda deve ile tekerlekli araçlar kullanılmıştır.
Osmanlı Devleti kara ticareti için bir takım görevliler bulundurmuştur. Bunlardan;

– Derbentçiler : Ulaşım güvenliğinden sorumlu olan kişilerdir.
–Mekkâri taifesi: Yollarda özel ulaşımı ve ticari mal taşımacılığını yapıyorlardı. Mekkâriler malın yerine ulaştırılması hususunda kadı huzurunda tüccar ile sözleşme imzalıyorlardı. yemek
– Menzil Teşkilatı: Her türlü haberleşme ve posta işini yerine getiriyorlardı.

Osmanlı Devleti bütün bu ticari faaliyetlerin huzurlu ve sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için Anadolu ve Rumeli’de binlerce aileyi görevlendirmiş ve bu aileler avarız vergisinden muaf tutulmuştur.

NOT:

Taciri mütemekkinler, bir malın bol ve ucuz olduğunda o malı satın alan ve fiyatlar arttığında satıp çok kâr eden tüccar sınıfı
Taciri seffar: Bir bölgeden malın çok daha pahalı olduğu bir bölgeye mal taşıyarak bundan büyük kâr elde eden tüccar sınıfı.

Osmanlı Devleti Kimlerle Ticaret Yapıyordu?

  • Ceneviz
  • Venedik
  • Dubrovnik
  • Floransa
  • ✓ Milano
  • Napoli
  • İspanya

Osmanlı Devleti, ilk dönemlerinde yukarıdaki devletlerle (özellikle ilk üç devlet), XX. yüzyıl sonlarında ise Lehistan, Rusya, Fransa ve İran ile ticaret yapıyordu.

İhraç Ettiği Ürünler:

  • İpek
  • İpekli kumaşlar
  • Yün ve yünlü kumaşlar
  • Pamuk ve pamuklu dokumalar
  • Yapağı
  • Tiftik yünü
  • Halı ve şap

İthal Edilen Ürünler:

  • Çuha
  • Sülyen
  • Bakır tel
  • Sarı teneke
  • Kâğıt, cam, sırça
  • Boya, iğne, boncuk
  • Makas
  • Ayna

Bu ürünleri genellik Venedikli tüccarlardan alıyordu. Rusya ve Lehistan’dan ise kürk ve balık dişi, Floransa’dan çuha, Lehistan ve Fransa’dan ise çeşitli eşya alıyordu. Memleket Dışına Çıkarılması Yasak Eşyalar Barış zamanı her çeşit zahire, bakliyat, at, silah, barut, kurşun, bakır, kükürt, sahtiyan ve gön’ün dışarı satılması yasaktı. Barış zamanı balmumu, don yağı, koyun derisi, çadır bezi, pamuk, pamuk ipliği, meşin, yapağı, ipek ve ipekli dokumaların dışarıya satılmasına müsade edilirdi.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
Tarihte İlkler