Türkiye’ye Yönelik Tehditler

9 Ocak 2014 tarihinde tarafından eklendi.

Türkiye’ye Yönelik Tehditler

Anadolu coğrafyası tarih boyunca önemli kara parçalarından birisi olmuştur. Üzerinde bir çok medeniyetler kurulmuştur.
Anadolu Asya ile Avrupa arasında bir köprü görevini üstlenmiştir. Bu nedenle sürekli başka ülkelerin hedefleri haline gelmiştir.
Anadolu’nun jeopolitik ve jeostratejik konumu bir kısım iç ve dış tehditlerin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Dış güçler içteki bazı olumsuzlukları kullanarak iç tehditlerin sayı ve nitelik açısından artmasına neden olmuşlardır.
Türk tarihi iyi incelenirse geçmişteki Türk devletlerini yıkmak için dış devletlerin büyük politikaları olduğu görülür. Bunun yanına iç olumsuzluklarında eklenmesi bir çok isyan ve tehditin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu durum insan, toprak kaybıyla birlikte ülkenin fakir düşmesine de neden olmuştur.
Türkiye’ye yönelik tehditin en önemli nedeni onun jeopolitik ve jeostratejik değeridir. Bu nedenle her devirde kendine sahip olunması için mücadeleler yapılmıştır. Ayrıca çevresini kuşatan bölgenin beşeri yapısı bunu artırmıştır.
Türkiye hem sürekli tehdit, hem de bölgesel tehditlerle sürekli karşı karşıyadır.

a) İç Tehditler Yıkıcı Faaliyetler

Amacı mevcut rejimi yıkarak yerine silah zoruyla yeni bir rejim getirmektir. Bu strateji dört safhada yerine getirilmeye çalışılır.

1. Hazırlık
2. Örgütlenme
3. Eylem
4. İç Savaş

Özellikle Soğuk Savaş döneminde bazı ülkeler Türkiye’de kendi rejimlerine benzer rejimlerin iktidara gelmesi için bu yolu denetmişlerdir. Sağ – sol kavgasıyla başlayan bu süreç birçok gencin ölümüyle sonuçlanmıştır.
Yıkıcı faaliyetlerin içerisinde, Marksist bir ideolojik devlet kurma projeleri ile beraber irticai (gerici) dine dayalı bir rejim devleti kurma da vardır.

b) Bölücü Faaliyetler

Tarihi süreç içerisinde emperyalist güçlerin “Şark Sorunu” teorisi ile Osmanlı devletini parçalamaları ve Mondros Ateşkesi sonrası Anadolu coğrafyasını da işgal ettikleri görülmüştür.
Rusya ve Batılı Devletlerin kışkırtmaları ile 19. yüzyıl Osmanlı Devletini bölmekle uğraşan etnik isyanlarla geçmiştir.
Lozan Antlaşması’yla kurulan yeni devlet geçmişten gelen Ermeni iddialarıyla uğraşmak zorunda kalmıştır.
ASALA terörü örgütü 1980’ lerin sonuna kadar dışarıdaki Türk misyonlarına saldırılar yapmıştır.
Şeyh Sait İsyanı ile Musul ve Kerkük bölgesinin kaybı ortaya çıkmıştır.
Türkiye 1980’lerin başından itibaren terörle mücadele etmek zorunda kalmıştır. Sağ – sol çatışmalarının bitmesi dış güçleri harekete geçirmiş ve etnik milliyetçilik kaşınmıştır.
Terör geçmişteki bazı sıkıntıları istismar ederek devam ettirilmek istenmektedir. Gelirini tehditle para toplama, uyuşturucu kaçakçılığı, insan kaçakçılığı ve dış güçlerin yardımlarından elde eden terör örgütü Türkiyenin ekonomik, siyasi ve insan gücünü zaafa uğratmaya çalışmaktadır.

Dış Tehditler

Dış tehditler zamanına göre ve konjöktere göre değişim göstermektedir.
1991 öncesi Sovyet Rusya’nın Boğazlara hakim olma ve ideolojisini yayma politikası gereği Türkiye’ye yönelik tehdit oluşturmuştur. Marksist – Leninist örgütleri desteklemiştir.
Yunanistan özellikle Türkiye’nin zaaf içine düşmesi için hem etnik unsurları hem de başka grupları desteklemiştir.
Doğu Blokunun dağılmasından önce Bulgaristan Büyük Bulgaristan hayalini gerçekleştirmek için sol fraksiyonları desteklemiştir. Ayrıca Türkiye’nin zaaf içine girerek Bulgaristan’daki soydaşlarıyla ilgilenmesini istememiştir.
Suriye’deki Baas rejimi tarihi Hatay iddiasını uzun yıllar sürdürmüş ve bölücü terör örgütünü ülkesinde barındırmıştır.
İran özellikle rejim ihracı ve içerisindeki problemlerde Türkiye’nin taraf olmasını engellemek için tehdit oluşturmuştur.
Bazı batılı ülkeler Türkiye’nin güçlenmesinden korkarak yeni Osmanlılar endişesi nedeniyle hala bazı örgütleri gizlice desteklemektedir.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
Çağdaş Dünya Tarihi Soru Cevap