1932 – 1938 Dönemi Türk – Sovyet İlişkileri
Türk – Sovyet İlişkileri
Türk – Sovyet ilişkileri, cumhuriyetin ilk yıllarında oldukça sıkı bir dostluk havası içinde geçmiştir. Ancak, iki devlet arasındaki bu ilişkiler, Türkiye’nin 1930’lardan itibaren Batılı devletlerle işbirliğine girmesinden olumsuz etkilenmiştir. Buna rağmen, 1932’de Türkiye Başbakanı ve Dışişleri Bakanı, Sovyetler Birliğini ziyaret etmişler ve bu ziyaret, ilişkilere bir canlanma getirmiştir. Ayrıca Türkiye, bu dönemde yaşanan olumlu havayı bozmamak düşüncesiyle, 1932 yılında Milletler Cemiyeti’ne girerken, 1929 tarihli Türk – Sovyet Protokolü’ne uygun olarak, Sovyetlerin tasvibini almayı da ihmal etmemiştir.
1933 yılının sonlarına kadar, iki ülke arasında zaman zaman görüş ayrılıkları çıkmış olmakla birlikte, ilişkiler sıkılaşarak devam etmiştir. 1934 Yılına gelindiğinde ise; ilişkilerde kopukluklar yaşanmaya başlamış ve erişilen doruk noktasından aşağıya doğru bir iniş sürecine girilmiştir. Buna rağmen Türkiye, bu süreçte yine Sovyetler’le olan dostluk ilişkilerinin devamına büyük önem vermiş ve ilişkilerini koparmamaya özen göstermiştir.
Sovyetler Birliği, 1933’te Almanya’da Nazi Partisi’nin iktidara gelmesinden fazlasıyla rahatsız olmuştu. Bu sebeple, bu tarihten itibaren İngiltere ile ilişkilerini arttırmış, bu da, bu dönemde Türkiye’nin işini kolaylaştırmıştı. Özellikle, Sovyetler Birliği’nin 1934 yılında Milletler Cemiyeti’ne girmesi ise, Türk – Sovyet ilişkilerinde kısa süreli de olsa bir rahatlama meydana getirmiştir.
İlk etapta Sovyetler, bu dönemde imzalanan Balkan Antantı’ndan da rahatsızlık duymuşlardı. Fakat konuyla ilgili olarak Türkiye tarafından kendilerine gerekli güvencelerin verilmesinden sonra rahatlamışlar ve 1936 yılına kadar, bu antant hakkındaki düşünceleri olumlu bir atmosferde devam etmiştir. Ancak, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin imzalanmasından sonra, Türkiye’nin iki ülke arasındaki ilişkilerin dostluk havası içerisinde devam etmesini sağlamak yönündeki bütün çabalarına rağmen, bu mümkün olmamıştır.
Bu sırada Sovyetler Birliği’nin dış politikasındaki değişiklik sadece Türkiye ile olan ilişkilerinde gerçekleşmiş değildir. Can düşman olarak kabul ettikleri Almanya ile olan ilişkilerinde de bir değişikliğe gitmişler ve bu çerçevede 1939 yılında iki ülke arasında bir antlaşma imzalanmıştır.
Yaşanan bu gelişmelerden sonra da Türk – Sovyet ilişkileri bir türlü eskisi gibi dostluk havası içerisinde olamamıştır. Özellikle 1945 yılından itibaren de Sovyetler, yayılmacı politikaları çerçevesinde Türk topraklarına göz dikmişler ve bunu açıkça ifade etmeye başlamışlardır.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.