1932-1938 Dönemi Türkiye’nin İslam Ülkeleriyle İlişkileri ve Sadâbat Paktının Kurulması
Türkiye’nin İslam Ülkeleriyle İlişkileri ve Sadâbat Paktının Kurulması
Türkiye, kendisi için oldukça önemli gördüğü bölgesel bansın korunması ve işbirliğinin arttırılması politikası çerçevesinde, Balkanlar’da olduğu gibi, Ortadoğu’da bulunan devletlerle de ilişkilerini geliştirmeye büyük gayret sarf etmiştir. Bu cümleden olarak, 1932 ve 1937 yıllarında olmak üzere iki defa İran ile, 1926, 1932 ve 1936 yıllarında olmak üzere üç defa Irak ile ve yine 1937 yılında olmak üzere, bir defa da Mısır ile dostluk ve çeşitli konularda işbirliği sağlayan antlaşmalar imzalamıştır.
Bu ülkelerle imzalanan ikili antlaşmaların yanında, 2 Ekim 1935 tarihinde Türkiye, İran ve Irak arasında Ortadoğu’da bölgesel işbirliğini geliştirmek maksadıyla üçlü bir antlaşma imzalanmıştır. Bu antlaşmaya daha sonra, Afganistan’ın da katılmasıyla bu işbirliği antlaşmasının alanı genişlemiştir.
Ancak, Ortadoğu’da barış havasının estiği bu dönemde, özellikle İtalya’nın 1935 yılı içerisinde Habeşistan’a saldırması, Doğu Akdeniz’de İtalyan tehlikesini daha belirgin bir hale getirmiş ve tedbir alınmasını gerekli kılmıştır. Bunun üzerine, bölgesel işbirliğinin daha da güçlendirilmesi hususu gündeme gelmiştir. Bu anlayış çerçevesinde, Türkiye’nin öncülüğünde Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında Tahran’daki Sadâbat Sarayında, 8 Temmuz 1937 tarihinde Sadâbat Paktı denilen antlaşma imzalanmıştır. Bu antlaşma 14 Ocak 1938 günü de TBMM tarafından onaylanarak yürürlüğe girmiştir.
Sadâbat Paktı ile taraflar, kendi aralarındaki dostluk ilişkilerini devam ettirirlerken, aynı zamanda her konuda işbirliğine gitmeyi de taahhüt ediyorlardı.
Bunun yanında, bu paktın Türkiye için bir başka önemi ise, Irak’ın İngiltere’nin sömürgesi durumunda olması sebebiyle, dolaylı olarak Türkiye ile İngiltere arasında da bir işbirliğinin gerçekleştirilmiş olmasıdır.
Böylece, 1934 Yılında imzalanan Balkan Antantı’ndan sonra, 1937 yılında da Sadâbat Paktı’nın imzalanmasıyla Türkiye, hem batıda hem de doğuda bir güvenlik sistemi kurarak, kendisi için oldukça önemli gördüğü, Balkanlar ve Ortadoğu’daki barış politikasını kuvvetlendirmiştir.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.