Osmanlı’da Devlet Anlayışı
OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ (1300-1453)
OSMANLI’DA DEVLET ANLAYIŞI
Bir uç beyliği olarak Söğüt ve Domaniç yöresine yerleşerek beylik kuran Osmanlılar, kısa süre içinde Anadolu’nun dışında, Avrupa’da da egemenlik kuran güçlü bir devlet konumuna geldi. Çok geniş bir coğrafyaya hakim olan Osmanlı Devleti, bünyesinde ırk, din, dil ayrımı gözetmeksizin barındırdığı milletleri yüzyıllarca başarıyla yönetti.
Osmanlı Devleti’nde hükümranlık anlayışının temeli İslam hukuku, eski Türk gelenekleri ve fethettikleri yerlerin geleneksel uygulamalarına dayanıyordu.
Eski Türkler’de Tanrı’nın verdiği siyasi iktidar anlamında kullanılan Kut anlayışı Osmanlı Devleti’nin Türk Cihan Hakimiyeti’ne giden yolda temel felsefesi olmuştur.
★Osmanlı Devleti’nde hükümdar, ülkenin mutlak hakimi olmasına rağmen, devleti yönetirken şeri (dini) ve geleneksel kurallara uymak zorundaydı.
★Türk-İslam inanışına göre halk (tebaa) padişaha bırakılmış kutsal bir emanet olarak algılanmakta idi. Padişah Allah’ın emaneti olarak kabul edilen halka, adaletli davranmak ve onları korumak, kanunlara uygun olarak ülkeyi yönetmek, sınırları güvenlik altına almak, seferlere çıkarak yeni yerler fethetmek ve halkın huzur ve refahını artırmakla yükümlüydü. Halkın görevi ise kanunlara ve padişahın emrine uymaktı.
★ Osmanlı devlet yöneticileri I. Murat’a kadar “Bey” unvanını taşıdılar. Daha sonra “Gazi” sıfatını eklediler.
I. Murat ile beraber “Sultan”, Fatih’ten sonra da “Padişah” unvanını kullandılar.
★Başlangıçta ülke hanedan üyelerinin ortak malı anlayışı hakimken I. Murat’tan sonra ülke “padişah ve oğullarının ortak malı” anlayışı kabul edildi.
NOT :
- Osmanlı Devleti’nde en önemli şehzade şehirleri, İzmit, Bursa, Kütahya, Manisa ve Amasya idi.
- Şehzadeler küçük yaşta lala adı verilen deneyimli kişilerin kontrolünde bu sancaklara gönderildi.
- Böylece yönetimde deneyim kazanarak devletin başına geçince bu deneyimden yararlanıyorlard.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.