Osmanlı’da Hukuk Alanındaki Gelişmeler
Hukuk Alanındaki Gelişmeler
★ Osmanlı Devleti hukukta temel olarak Anadolu Selçukluları’nı örnek almıştır. Osmanlı Devleti’nin ilk dönemlerinde, yazılı bir hukuk sistemi yoktur.
Ancak ülke topraklarının genişlemesi nüfusun
artması gibi nedenlerle hukuki alanda yeni düzenlemelerin yapılması gereği ortaya çıkmıştır.
★ Osmanlı Devleti’nde tahta geçme hukukunda zaman içinde değişimler yaşanmıştır.
★ I. Murat’a kadar var olan “Ülke hanedan üyelerinin ortak malıdır” anlayışının yerini “Ülke Padişah ve oğullarının ortak malıdır” anlayışı almıştır.
★ Fatih’le birlikte padişah’a kardeşlerini öldürme yetkisinin bir kanunname ile verilmesi devleti merkeziyetçi bir yapıya büründürmüştür. Veraset sistemindeki ilk ciddi adım Fatih döneminde çıkarılan bu kanun olmuştur.
Osmanlı hukukunun temeli Şer’i ve Örfi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Şer’i hukuk İslami hukuk, örfi hukuk ise padişahların koyduğu hükümlerdir. Bu iki hukukun birbiri ile çelişmemesine dikkat edilmiştir.
Şer’i hukuk tamamen İslâmi esaslara dayandığından sadece Müslümanlara uygulanmıştır. Gayrimüslim tebaa kendi hukuk kurallarına göre yargılanıyorlardı.
Gayrimüslimler hiçbir zaman mensubu olmadıkları islam dininin kurallarına uymak zorunda bırakılmamışlardır.
Örfi hukuk bizzat padişah ferman ve beratlarına dayanıyordu ve doğrudan padişahın ağzından yazılıyordu.
Sosyal hayatı düzenleyen kurallardı. İlk Osmanlı kanunnameleri Fatih Devri’nde yazılan kanunnâmeiâliosman’dır. Böylece fleri ve örfi kanunlar yazılı hale getirilmiş resmileştirilmiştir.
Bundan sonraki Osmanlı padişahları da yeni kanunlar hazırlamışlardır. II. Bayezit ve Yavuz bunlar arasında yer almaktadır. Bunlardan en önemlisi Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde hazırlanan Kanuni Kanunnamesi’dir.
İçeriği çok geniştir. Reaya’nın görevleri ve hakları tımarların dağıtımı, sosyal ve askeri düzenlemelere kadar birçok konu hakkında kanun çıkarılmıştır.
Hukukun Uygulanışı
Osmanlı Devleti’nde hukukun uygulanışı adalet işlerinin divandaki temsilcisi kazaskerdir. Kazasker aynı zamanda kadı ve müderrislerin atama ve görevden alınma işlerine bakıyordu. Kazaskerin de temsilcisi olduğu Divan Teşkilatı adeta bir yüksek mahkeme gibi çalışıyordu.
✍ Divan Teflkilatı’nın bakanlar kurulundan ayrıldığı en önemli nokta Divan’ın yargı görevini yerine getirmesidir.
Şeyhülislam da din alimlerinin başkanı sayılmakla birlikte yargılama yetkisi yoktu.
Şeyhülislamın hukuk ile ilgili vazifesi, divanda alınan kararların İslam dinine uygun olup olmadığına karar vermekti. Verdiği bu kararlara “fetva” denir.
Osmanlı Devleti’nde adaletten sorumlu kişi kadı’dır.
Kadının verdiği karara padişah pek karışmazdı.
✍ Bu uygulama ile Osmanlı Devleti’nde yargının bağımsız olduğu anlaşılmaktadır.
Kadı’nın vermiş olduğu herhangi bir hükmü beğenmeyen halk bir üst mahkeme olan Divan-ı hümayun’a başvurabiliyordu.
✍ Bu durum vatandaşların haklarını rahatça arayabildiğini ve Divan’ın temyiz vazifesini yerine getirdiğini göstermektedir.
Kadılar kaza ve sancak birimlerindeki mahkemelerinde başkanlığını yapıyorlardı. Kadılar sadece Şer’i hukukun başında olmayıp Örfi davalara da bakıyorlardı.
Kadıların bunların dışındaki görevlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
★ Kadıların birinci görevi yargıçlık ikinci görevi ise kazaları yönetmekti.
★ Başkentten gönderilen ferman ve beratların halka ulaşmasını sağlamak
★ Bulundukları bölgenin asayişini sağlamak
★ Vakıfların denetlenmesi ve vergilerin düzenli bir şekilde toplanıp hazineye aktarılmasını sağlamak
★ Miras, ticaret, nikah gibi işlemleri karara bağlayan kadı ayrıca kişiler arasındaki anlaşmazlıkları da çözmeye çalışır.
Nahiyelerde ise naibler kadının vekilliğini yapıyorlardı.
Osmanlı mahkemelerinde alınan kararlar Şer’iyye sicilleri adını verdiğimiz defterlere yazılıyordu.
✍ Halk ile fazlaca kaynaşmamaları için kadıların görev süresi de devirlere göre 18 ay ile üç yıl arasına değişmiştir.
Osmanlı Devleti’nde kadılıkta en üst mevki başkent yani İstanbul kadılığı idi. Tüm kadıların atama işini kazasker yaptığı halde İstanbul kadısını doğrudan padişah atıyordu. Bunun yanında Mekke, Medine, Şam, Kudüs ve Kahire kadılıkları da çok önemli sayılmıştır.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.