17. Yüzyılda Avrupa’nın, Asya’nın ve Osmanlı Devleti’nin Genel Durumu
17. YÜZYILDA AVRUPA, ASYA VE OSMANLI DEVLETİ
1. Avrupa’nın Genel Durumu
XVII. yüzyılda Mutlak Monarşinin hakim olduğu Avrupa’da güçlerini artıran devletler İngiltere ve Fransa oldu.
Coğrafi Keşifleri’nde etkisiyle İngiltere, Fransa, Hollanda, İspanya ve Portekiz sömürge yarışına girdiler.
Bu devletler Osmanlı Devleti’nin elinde bulunan İpek ve Baharat yoluna alternatif olarak yeni ticaret yolları bulmaya çalışmışlardır. Bu dönemde Uzak Doğu, Hindistan, Atlas Okyanusu kıyısındaki limanlar Avrupalı devletlerin paylaşım bölgeleri olmuştur. Bu paylaşım zaman zaman bu devletler arasında savaşa neden olmuştur.
2. Asya’nın Genel Durumu
17. yüzyılda Rusya Asya’da güçlü bir devlet olarak ortaya çıkmaya başlamış Altın Orda Devleti’nin ortadan kalkmasıyla birlikte Rusya Orta Asya’ya doğru yayılmayı amaçlamıştır.
Altın Orda Devleti’nin dağılmasıyla birlikte bu devletin toprakları üzerinde Özbekler güçlenmiş, Hive hanlığı Hokant hanlığı gibi hanlıkların yanında yine bu dönemde Kazak hanlığı, Buhara hanlığı, Kaşgar hanlığı ve Babür gibi devletler Orta Asya ve Hindistan’da güçlü devletler olmuşlardır.
Bu devletler hem Türk kültürünün bu bölgelerde yaşamasına ve yayılmasına katkıda bulunmuşlardır hem de yapmış oldukları mimari eserler ve dönemlerinde yazılmış kitaplarla Türk kültürünün bölgelerde günümüze kadar yaşamasını sağlamışlardır.
Hindistandaki Taç Mahal Mimar Sinan’ın talebelerinden Mehmet İsa Efendi ve Mehmet İsmail Efendi ile yapıdaki yazıları yazan Hattat Serdar Efendi, Şah Cihan tarafından İstanbul’dan davet edilmiştir.
Aynı zamanda Babür Şah’ın yazdığı otobiyografik seyahat kitabı olan Babürname önemli bir eserdir.
3. Osmanlı’nın Genel Durumu
17. yüzyılda’da Osmanlı Devleti’nin sınırları bütün Balkan Yarımadası dahil olmak üzere Polonya’nın güneyinden Kafkasya’ya, Kuzey Afrika ve Habeşistan’dan Dalmaçya kıyılarına kadar uzunmaktaydı. Bu dönemde topraklar bu ölçüde genişlemesine rağmen Osmanlı Devleti bazı iç ve dış karışıklıklarla karşı karşıyaydı.
17. yüzyılda Osmanlı’daki ayaklanmalarda daha çok merkezi otoritenin zayıflaması görülmektedir. Bunun nedeni ise veraset sistemindeki değişikliktir. I. Ahmet döneminde uygulanmaya başlanan Ekber ve Erşed sistemi (Osmanlı tahtına en olgun ve en yaşlı şehzadenin çıkması) taht kavgalarını engellemiş olsa da şehzadelerin sancağa çıkma usulüne son verilip hayatlarını Topkapı Sarayında geçirmelerine sebep olmuştur. Bu da şehzadelerin halkı tam iyi tanımamasına, tecrübesiz tahta çıkmasına sebep olmuştur.
Böylece padişah otorite kurmakta zorlanmış saray kadınları ve diğer devlet adamlarının etkisinde kalmıştır.
NOT :
Osmanlı Devleti’nde 16. ve 17. yy’da merkezi otoritenin bozulmasının yanı sıra; Ekonomi, Askeri, Sosyal, Eğitim ve Eyaletlerdeki bozulmalar Osmanlı Devletini güçsüzleştirmiştir.
Celali, kapıkulu ve eyaletlerdeki isyanlar bu durumu daha da pekiştirmiştir.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.