Sivas Dulkadir Topraklarının Osmanlı Devletine Bağlanması
Sivas Dulkadir Topraklarının Osmanlı Devletine Bağlanması
Orta Karadeniz harekatını muvaffakiyetle tamamlayan Yıldırım Bayezid, bu bölgede durumunu sağlamlaştırdıktan sonra Bursa’ya döndü. Bu sırada ülkenin doğusunda Osmanlı devletini yakından ilgilendiren iki önemli hadise vukua geldi. Elbistan ve Maraş havalisine hakim olan Dulkadiroğlu Süli Bey’in öldürülmesi üzerine oğlu Sadaka ile amcasının oğlu Nasreddin Mehmed Bey arasında iktidar mücadelesi başladı. Öte yandan daha önce, Çorum civarında Osmanlı kuvvetleri ile karşı karşıya gelen Kadı Burhaneddin, bu tarihlerde tarih sahnesinde süratle yükselen Akkoyunlu Kara Yülük Osman Bey tarafından katledildi. Bu iki hadise, Yıldırım Bayezid için, doğu hududunun tahkimi bakımından hayli ehemmiyet arzetmekte idi.
Sivaslılar, Kadı Burhaneddin’in oğlu Zeynelabidin Alaeddin Ali Çelebi’yi hükümdar ilan ettiler. Bu sırada Akkoyunlu Kara Yülük Osman Bey, Sivas’ı ele geçirmek için şehri muhasara etti. Alaeddin Ali Bey, şehri Akkoyunlu hükümdarına teslim etmek istemeyen halk ile birlikte, Yıldırım Bayezid’e tâbi olmayı kararlaştırdı. Sivas ileri gelenleri ile Alaeddin Ali Çelebi’nin davetini kabul eden Yıldırım Bayezid, oğullarından Süleyman Çelebi’yi, yirmibin kişilik bir kuvvet ile Sivas üzerine gönderdi.
Osmanlı kuvvetleri Kara Yülük Osman Bey’in askerlerini mağlup ederek dağıttılar. Süleyman Çelebi, hiçbir engel kalmadığı halde, şehre girmeyerek, babasını davet eyledi. Yıldırım Bayezid, oldukça mühim bir kuvvetle Sivas’a geldi. Şehre girip burasını kendi ülkesine ilhak eyledi. Kadı Burhaneddin’in oğlu Zeynelabidin Alaleddin Ali Bey’i, eniştesi olan Dulkadiroğlu’nun yanına gönderdi. Sivas’tan başka Tokat, Niksar, Karahisar, Kayseri, Kırşehir ve Aksaray’ı doğrudan Osmanlı ülkesine ilhak eyledi (1399).
Sivas’ın idaresini Amasya’da vali bulunan Çelebi Mehmed’e veren Yıdırım Bayezid, Kadı Burhanedddin’in devlet erkanını ve bütün askerlerini maiyyetine aldıktan sonra, Memluklü devletinin elinde bulunan Malatya ve Divriği’yi tehdide başladı. Orta Anadolu’nun ortalarına iyice yerleşen Osmanlılardan fazlasıyla ürkmeye başlayan Sultan Berkuk, Timur’dan ziyade Osmanlı hükümdarından çekindiğini söylemekte idi. Sivas harekatından sonra Bursa’ya dönen Yıldırım Bayezid, İstanbul meselesini hallettikten sonra, tekrar doğudaki hadiseleri takibe başladı. 1399 yılı Haziran’ında Memluklü sultanlığının başına Sultan Ferec geçmiş; Ferec’in yaşının küçük olması dolayısıyla, işler oldukça karışmış idi. Yıldırım Bayezid, Anadolu birliğinin tesisi için başladığı çalışmalarına devam etmek üzere, daha önce, Kadı Burhaneddin’e ait olan ve Türklerle meskun bulunan Malatya ve havalisinin kendisine bırakılmasını talep eden bir elçisini Kahire’ye gönderdi. Timur’un Hindistan’da bulunması da kendisine ayrı bir cesaret vermişti. Bayezid’in istekleri Memluklüler tarafından reddedildi. Bunun üzerine, Osmanlı hükümdarı, 1399 yılının Ağustos ayında Elbistan üzerine hareket etti. Elbistan’ı ele geçirdikten sonra, idaresini Dulkadirlilerden Süli Beyoğlu Sadaka Bey’e veren Yıldırım Bayezid, Darende’yi muhasara ettirdi. Daha sonra, yanında bulunan Sırp askerleriyle birlikte Malatya üzerine vararak şehri kuşattı. Malatya’da vali bulunan Mısırlıların naibi Emin Çakmak’a şehrin valiliğini teklif ederek teslimini istedi. Çakmak, Yıldırım Bayezid’in teklifini reddetti. Ancak hücumlar sonunda Malatya, Eylül ayı içerisinde teslim oldu. Bundan sonra, Besni, Kahta ve Divriği gibi Mısırlıların elinde bulunan müstahkem kaleler teker teker Osmanlıların eline geçti. Bu arada, Hısn-ı Mansûr (Adıyaman) ve Sümeysat ile Fırat kenarında bulunan diğer bazı kalelerin de bu seferle Osmanlı devletine katıldığı görülmektedir (1399).
Anadolu Selçuklu sultanlarından Gıyâseddin Keyhusrev zamanında, Kayı aşiretinin reisi Ertuğrul Gazi, bir oğlunu, sultanın hizmetine göndermiş ve Kahta nahiyelerinden Pagnik buna timar olarak verilmiş idi. Yıldırım Bayezid Malatya’da bulunduğu sırada, bu beyin neslinden Halil, Bayat ve Ahmed Beyler yanına gelerek hüviyetlerini bildirmişler, Osmanlı padişahı da, onlara hü’at ve hediyeler vererek yurtlarına göndermiştir.
Osmanlı sınırlarını Fırat nehrine kadar uzatan Yıdırım Bayezid, Anadolu’da Memluklülere ait bulunan bütün bölgeleri eline geçirmiş bulunuyordu. Yıldırım Bayezid’in tamamladığı Anadolu birliğinin tesisi için Diyarbekir, Erzincan ve Erzurum bölgelerinin de ilhakı şart olmuş idi. Selçuklu Anadolu birliğinin, Osmanlı hanedanı idaresinde yeniden diriltilmesi doğrultusunda faaliyetlerine devam eden Yıldırım Bayezid, Erzincan emiri bulunan Mutahharten’e, kendisine itaat etmesi için teklifte bulundu. Mutahharten, diğer Anadolu emirlerinin düştüğü akıbete düşmemek için, daha önceden Osmanlı hükümdarını Timur’a şikayet etmişti.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.