Sırbistan’ın Osmanlı Devletine Kesin Olarak Katılması
Sırbistan’ın Osmanlı Devletine Kesin Olarak Katılması
Osmanlı ordusu Belgrad’ı ele geçiremeden geri döndükten sonra Sırbistan, birbirini takip eden birçok olaylara sahne oldu. Fâtih’in önünden Macaristan’a kaçan yaşlı Sırp despotu Brankoviç, Türk ordusunun çekilmesini müteakip ülkesine dönmüştü. Ancak kendisi Macaristan’da bulunduğu sırada, Jan Hünyad ile rakipleri arasındaki mücadeleye katılması, Macarlar ile Sırpların arasını açmış, mağlup olan George Brankoviç, Belgrad valisi Mihail tarafından esir ve hapsedilmişti. 30.000 altın karşılığında hayatını kurtaran Brankoviç, 24 Aralık 1456 tarihinde 81 yaşında ölünce, yerine Lazar, Sırp despotluğuna sahip oldu. Babalarının vasiyetine göre iktidarda hak iddia eden diğer kardeşler ile Brankoviç’in karısı İrene’nin de devlet işlerine karışması, Sırbistan’ın iç durumunu iyice karıştırdı. Lazar kardeşlerini ülkeden çıkardı. Annesini zehirletip, Osmanlılara yıllık vergi ile tâbi olmayı kararlaştırdı. Fâtih’in üvey annesi ile Kör Greguar, Osmanlı devletine sığınmıştı. Padişah Mara’yı Serez’e yerleştirerek, kendisine mülk verdi.
Lazar’ın despotluğu uzun sürmedi; 1458 yılında ani olarak ölümüyle ülke yeniden karıştı. İdareyi karısı Helene ile küçük kızı ellerine aldılar. Durumun nezaketini bilen Helene, ülkesini papaya malikâne olarak vermek istedi. Papa, Sırbistan’ı zaptetmek üzere bir kardinal gönderdi. Bu sırada papanın Sırbistan’ı elde etmesini istemeyen Macarlar da, bu ülke üzerinde hak iddia etmeye başladılar. Bazı mezhep ayrılıkçılarının, Katoliklere olan düşmanlıkları dolayısıyla, Osmanlıları papaya tercih etmeleri ve padişahtan yardım talebinde bulunmaları, hadiselere daha bir genişlik kazandırdı. Bu sonuncular hemen ayaklanarak, Mahmud Paşa’nm kardeşi Michail Abagoviç’i kendilerine reis seçtiler. Payitahtta idareyi elinde bulunduran Helene, bu yeni durum karşısında hileye başvurarak, Michail Abagoviç’i Semendire’ye davetle tutuklattıktan sonra Macaristan’a gönderdi. Macar kralının Semendire’ye bir askerî kıt’a göndermesi, buna karşılık Segedin Rayıştak’ın Bosna kralının ülkeyi zaptetmesini kararlaştırması, Sırp boyarlarının yeniden Fâtih’e başvurmaları ile sonuçlandı.
Sırbistan ülkesinde vukubulan olayları yakından takip eden padişah, hudut komutanlarından günü gününe aldığı haberleri değerlendiriyordu. Nihayet boyarların ülkenin teslimine dair taleplerini dikkate alan padişah, Mora üzerine yapacağı seferin hazırlıkları arasında, özellikle hudut kumandanlarının ülkenin fethinin kolay olacağına dair haberleri üzerine vezir-i âzam Mahmud Paşa’yı bu işe memur etti.
Rumeli askerinin teçhizinde kendi parasını da kullanan Mahmud Paşa, padişahın görevlendirdiği 1.000 kadar yeniçeri ile Anadolu askerlerini de maiyyetine alarak, Sırbistan’a doğru hareket etti. Sofya’ya ulaştığında, Sırbistan’dan gelen elçilerin ülkeyi ancak padişaha teslim edeceklerini bildirmeleri üzerine, askerde görülen isteksizliği, şahsi gayret ve vaadleriyle ortadan kaldıran Mahmud Paşa, ilerlemesine devam ederek, Resava ve Kuruca kalelerini ele geçirdi. Payitahta varıncaya kadar, bazı müstahkem mevkileri de zapteden paşa, Semendire’yi kuşattı ise de almaya muvaffak olamadı. Fâtih’in tahkim ettiği Havale kalesinde bir müddet kuşatmayı sürdüren vezir-i âzam Mahmud Paşa, gümüş madenleriyle meşhur Ostroviç (Sivricehisar) ile zengin demir yataklarına sahip Rudnik kalelerini de ele geçirdi. Mahmud Paşa, Ramazan bayramını Niş civarında bulunan Yellisyurt’ta geçirdikten sonra, Güvercinlik (Golumbaç) üzerine yürüdü. Burasını aldıktan sonra, Minnet Beyoğlu Mehmed Bey’i akıncı kuvvetleri ilecüb’e gelmiş olan Fâtih Sultan Mehmed’in yanma döndü. Mahmud Paşa’nın bu seferinde, birçok kaleler alınmasına rağmen, Semendire ele geçirilemediği için, Sırbistan meselesi hallolmamıştı. Askeri terhis ederek, Edirne’ye dönmek isteyen padişahı, Macarların saldırmak üzere olduklarını bildirerek bu tasavvurundan vazgeçiren Mahmud Paşa, Sırbistan meselesinin tamamen sonuçlandırılması ve Osmanlı devletine katılması emri ile Semendire üzerine gönderildi. Bir süre Üsküp’te kaldıktan sonra kışın Edirne’ye dönen padişah, yeni bir Sırp seferi için hazırlığa başladı. Mahmud Paşa önce Prizren’i aldı. Daha sonra kafi fetih niyeti ile Semendire üzerine hareket etti. Macarların Tuna’yı geçtikten sonra, Türk orduları tarafından mağlup edilmeleri üzerine, Lazar’ın eşi Helene, Mahmud Paşa’nın kuşatmasına karşı koyabilmekten ümidini kestiği için, hazinelerini ve mallarını da birlikte götürmek şartı ile kaleyi teslim etti (29 Haziran 1459). Diğer taraftan, ülkeyi, ancak padişaha teslim etmek isteyen boyarların ısrarları sonucu, Fâtih Sultan Mehmed, süratle Sırbistan üzerine hareket etti. Sofya’ya geldiğinde, Semendire’nin anahtarları kendisine teslim edildi. Böylece Sırbistan’ı bir paşalık haline getiren Fâtih, geri döndü.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.