Cumhuriyet Dönemi Güzel Sanatlar

27 Aralık 2013 tarihinde tarafından eklendi.

Heykel Sanatı

Türk sanatında heykel geleneği balbal adı verilen mezar heykellerine kadar uzanır. Cumhuriyet Dönemi’nde her alanda olduğu gibi heykel sanatı alanında da hızlı bir gelişme görülür. Osmanlı Devleti Döneminde Sanayii Nefise Mektebi’nde (1883) başlayan heykel eğitimi Cumhuriyet döneminde de devam etmiştir. Avrupa’ya birçok öğrenci gönderilmiştir.
Paris’te eğitim gören ilk Türk heykeltıraşı Ratip Aşir Acudoğlu’dur.

Bu dönemde yurt dışından, Heinrich Krippel (Henri Krippel), Pietro Canonica (Pietro Kanonika) gibi yabancı heykeltıraşlar getirilmiştir.
Bu dönemin ilk heykeltıraşları çok sayıda Atatürk portresi ve büstü yapmışlardır. Öte yandan heykel ve heykel kabartmalarında özellikle savaşları ve inkılapları konu alan kompozisyonlar oluşturmuşlardır. Sanatçılar heykellerde mermer, taş, ahşap bronz ve alçı gibi malzemeler kullanmışlardır.
Dönemin en ünlü heykeltraşları Ratip Aşir Acudoğlu, Ali Hadi Bara, Zühtü Müridoğlu, Nusret Suman, Şadi Çalık, İlhan Koman, Hüseyin Gezer’dir.

Resim Sanatı

Cumhuriyet Dönemi’nde heykel sanatı ile birlikte resim sanatı Batılı örnekleri esas alarak gelişmiştir.
Daha çok Uygurlarda görülen minyatür sanatı XVIII. yüzyıldan sonra yerini resim sanatına bırakmaya başlamıştır.
Sultan Abdülaziz Döneminde Avrupa’ya gönderilen ilk resim sanatçıları olan Şeker Ahmet Paşa, Osman Hamdi Bey, Süleyman Seyyit Bey, Hüseyin Zekai Paşa’lar Türkiye’de resim sanatının gelişmesine önemli katkıda bulunmuşlardır.
Türkiye’de resim sanatının gelişmesinde en önemli rolü üstlenen eğitim kurumu 1883’te kurulan “Sanayii Nefise Mektebi” dir. Bu kurum 1928 yılında Güzel Sanatlar Akademisi 1982’de ise Mimar Sinan Üniversitesi adını aldı.
“1914 Kuşağı” diye adlandırılan İbrahim Çallı, Hüseyin Avni Lifij, Namık İsmail, Nazmi Ziya Güran, Feyhaman Duran gibi sanatçılar Türkiye’de resim sanatının gelişmesine önemli katkılarda bulundular.
İbrahim Çallı’nın Mevleviler, Atatürk. Hüseyin Avni’nin Ağaçlar, Türk Evi, Namık İsmail’in Harman Lale Devri Nazmi Ziya Güran’ın Beyaz Güller, Kır Kahvesi Feyhaman Duran’ın Manzara ve Sırtını Dönmüş Kadın tabloları dönemin ünlü eserlerindendir.

NOT :

1929 yılında Bağımsız Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği kurulmuştur. Türk öğretmenlerinin yetiştirdiği bu ilk kuşak, Türk resim sanatında da yeni bir dönemin öncüsü olmuşlardır. Bu sanatçılar Osmanlı Devleti, Kurtuluş Savaşı Atatürk’ün başlattığı yenilikler ve Cumhuriyet’in İlk yıllarıyla ilgili eserler ortaya koymuşlardır.

D. Grubu Ressamları

1933 yılında bazı ressamlar, Türk resim sanatına yeni bir çizgi ve boyut getirmek için “D Grubu” nu kurdular. “D Grubu” nun sanattaki hareket noktası empresyonist (izlenimci) eğilimlerin dışında kalmak olmuştur. Bu ressamlar Türk resim sanatının Avrupa sanat akımları doğrultusunda gelişmesi gerektiğini savunarak kübist anlayışın etkisinde kalmışlardır. Bu grubun en önemli temsilcileri; Nurullah Berk, Abidin Dino, Elif Naci, Cemal Tollu, Zeki Faik İzer ve Zühdü Müridoğlu’dur. 1934 yılında bu gruba Turgut Zaim ve Bedri Rahmi Eyuboğlu katılmıştır.

Gruba yeni bir hava getiren Turgut Zaim ve Bedri Rahmi daha çok mahalli temalara ve motiflere yönelmişlerdir. Bu eğilimi “Kübist” anlayışıyla kaynaştırmışlardır.
Bu grup 1947’den sonra dağılmıştır.

NOT :

Kübizm

20. yüzyıl başındaki temsile dayalı sanat anlayışından saparak devrim yapan Fransız sanat akımıdır. Pablo Picasso ve Georges Braque, nesne yüzeylerinin ardına bakarak konuyu aynı anda değişik açılardan sunabilecek geometrik şekilleri vurgulamışlardır.
20. yüzyıl başlarında ortaya çıkmıştır. Kübizm terimi I. Dünya Savaşı’ndan önceki yıllarda Paris’te gelişen bir resim akımını belirtir.
O dönemde Avrupa’da biçimlenmekte olan modern sanatın ışığın geçici etkilerini resmetmek olan izlenimcilerden hoşnut olmayan bir genç ressamlar kuşağı yetişiyordu; bunlar, Matisse’in çevresinde toplanmış olan Fovların çok renkli resim sanatından da hoşlanmıyorlardı. Empresyonizm’e egemen olan görme duygusu yerine, Kübist’ler aklın gücünü ortaya koymak istiyorlardı.
Tablolarını sağlam temellere oturtmak istiyor ve bu konuda ressam Paul Cezanne’ın izinden gidiyorlardı. Nitekim bu ressamlar, Cezanne’dan onun son Provence manzaralarından ve natürmortlarından esinlenecekler, bundan da kübizm doğacaktı.

NİÇİN – “D” Grubu

D Grubu birliğinin bu adı almasının nedeni,  Osmanlı Ressamlar Cemiyeti, Güzel Sanatlar Birliği, Bağımsız Ressam ve Heykeltıraşlar Birliği’nden sonra dördüncü birlik olarak kurulması, bundan ötürü de alfabenin dördüncü harfini simge olarak seçmeleridir.

Cumhuriyet Döneminde Güzel Sanatlar

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
Tarih Şifreleri