Osmanlı Devletinin Dağılmasını Önleme Çabaları
Osmanlı Devletinin Dağılmasını Önleme Çabaları
Osmanlı Devleti’nin dağılmasını önleme çabaları Osmanlı Devleti’nin duraklama döneminden başlayarak, yıkılışına kadar devam etmiştir.
XVII. yüzyıl Islahatları, XVIII. yüzyıl Islahatları Osmanlı Devleti’nin aksayan yönlerini giderme amaçlıdır. Ancak köklü başarılar elde edilememiştir.
Özellikle 1789 Fransız İhtilali’nin ortaya çıkardığı milliyetçiliğe dayanan devlet modeli XIX. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti’nde hızla etkisini göstermeye başladı. Osmanlı toprakları üzerinde siyasi, ekonomik emelleri olan devletlerin etnik unsurları bu doğrultuda kışkırtması milliyetçi ve bağımsızlık amaçlı isyanları artırdı. Osmanlı yöneticileri ve aydınları tarafından dağılmayı önlemek için bir çok fikir ortaya atıldı.
Bunları şöyle sıralayabiliriz.
Osmanlıcılık:
Osmanlı topraklarında yaşayan herkesi din, dil ve ırk ayrımına tabi tutmadan, eşit haklar vererek, devletin bütünlüğünü korumayı amaçlamışlardır.
Osmanlıcılık düşüncesini gerçekleştirmek için;
★ Tanzimat Fermanı ilân edildi. (1839)
★ Islahat Fermanı ilân edildi. (1856)
★ Kanunuesasi’nin ilânı (1876) ile Meşrutiyet yönetimine geçildi.
➥ Bu fikir akımı Balkan Savaşları sonunda uygulanabilirliğini kaybetmiştir.
İslamcılık:
Hangi milletten olursa olsun bütün Müslümanların halifenin etrafında toplanılması gerektiğini savunmuştur. II. Abdülhamit Dönemi’nde etkili olmuştur.
Önemli savunucuları Mehmet Akif Ersoy ve Said Halim Paşa’dır.
➥ İslamcılık I. Dünya Savaşı’nda özellikle Hicaz ve Yemen Cepheleri’nde Arapların Osmanlı’ya karşı İngilizleri desteklemesi ile uygulanabilirliğini kaybetmiştir.
Türkçülük:
Bu fikir akımını savunanlar devletin ancak dini, dili, soyu ve ülküsü bir olan topluma dayanarak ayakta kalabileceğini ileri sürmüşlerdir. Osmanlı yönetimi altında yaşayan Türklere milli bilinç kazandırılmalıdır görüşü etkilidir. İttihat ve Terakki Partisi tarafından iç politikada uygulanmıştır. Önemli savunucuları Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Ömer Seyfettin’dir.
Turancılık, Türkçülük hareketinin siyasi yönüdür. Bütün dünya Türklerini bir ülkede bir bayrak altında toplamayı amaçlamışlardır.
Batıcılık:
XVIII. yüzyıl ıslahatlarında bu fikir akımının varlığı görülmektedir. Bu yüzyılda daha çok askeri ıslahatlarda kendini göstermiştir. 1909 II. Meşrutiyet’le birlikte bir düşünce akımı haline gelmiştir. Bu düşünceye göre devlet ancak batılılaşarak kurtulabilir.
Batıcılık İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından dış politikada uygulanmıştır. Önemli savunucuları Abdullah Cevdet, Süleyman Nazif ve Celal Nuri’dir.
➥ Batıcılık yeni Türk Devleti’nin de temel ideolojisinden birisidir.
Ademi merkeziyetçilik:
Merkezi hükümetin yetkilerinin azaltılarak yerel güçlerin yetkilerinin artırılmasını savunmuşlardır. Bu akım Liberal ekonomi modelini savunmuştur. Önemli savunucusu Prens Sebahattin’dir.
Yorum: Fikir akımlarının başarısız olmasında milliyetçiliğin gelişmesi ve halkın bu fikirleri sahiplenmemesi etkili olmuştur.
Milliyetçilik Osmanlı Devleti’nin dağılmasını hızlandırırken, Cumhuriyetin kurulmasında ve Türk Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında önemli etken olmuştur.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.