19. Yüzyılda Osmanlı’da Yenilik Hareketleri
19. Yüzyılda Osmanlı’da Yenilik Hareketleri
18. yüzyılın sonlarına gelinceye kadar Osmanlı Devleti’nde planlı ve programlı bir ıslahat hareketinden söz etmek zordur. Devletin kötüye doğru gidişini gören kimi kişiler bu gidişatı durdurmak için alınması gereken tedbirler konusunda çeşitli raporlar hazırlamış ve bunları ilgili yerlere sunmuşlardır. Bu raporlar doğrultusunda ufak tefek bazı ıslahat hareketlerine girişilmiştir. Ancak gösterilen çabalar eski Osmanlı Devleti’nin görkemli dönemini yeniden canlandırmayı amaçladığı bilinçli bir kadroya dayandırılmayıp, kişilere bağlı kaldığı için başarılı olamamıştır.
Karlofça ve Antlaşmasnın imzalanması Osmanlı yöneticilerinin ve aydınının Batı’ya bakış açısını da değiştirmiştir. O döneme değin kendini Batı’dan üstün gören Osmanlılar, artık Batı’nın üstünlüğünü kabullenmiş, O’na yetişmek için Batı tarzında ıslahat yapılmasını zorunlu görmüştür.
Osmanlı yöneticileri bir yandan çeşitli nedenlerle Avrupa’dan kaçıp Osmanlı Devleti’ne sığınan aydınların görüşlerinden yararlanmaya çalışırken, diğer yandan da önemli Avrupa’nın çeşitli ülkelerine elçilik heyetleri göndererek o ülkeleri yakından tanımaya çalışmışlardır. Nitekim bunun sonucu olarak 1727’de ilk Türk Matbaası kurulmuştur. Fizik, Coğrafya ve Astronomi dallarından bazı kitapların Türkçe’ye çevrilmesi için Tercüme Cemiyeti oluşturulmuştur. *
Osmanlı hizmetine girerek Ahmet adını alan Fransız soylusu Comte de Bonneval’e Humbaracı Ocağı kurdurulmuştur. Hendesehane (1731) açılarak ordunun teknik eleman ihtiyacı karşılanmaya çalışılmıştır. 1770’de Çeşme’de Osmanlı donanmasının Rus donanmasının baskınına uğrayıp yok edilmesinden sonra, çağdaş bilgilerle donatılmış denizciler yetiştirmek üzere Mühendishane-i Bahri-i Hümayun adı altında bir okul açılmıştır (1773). Daha sonra 1774’de İstanbul’da Sürat Topçuları adıyla bir birlik kurulmuş, top dökümhaneleri yapılmıştır. Avrupa’dan Osmanlı Devleti’ne çeşitli yollarla gelip devlet hizmetine girenlerin yardımıyla açılan askeri okullardan yetişen kişilerin gayretleri sonucu, Osmanlı Devleti’nde batılı anlamda ıslahat hareketleri başlamıştır. Fakat, III. Selim’in Padişah olmasına kadar önemli bir gelişme gösterilmemiştir.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.