Cem Sultan’ın Rodos’tan Fransa’ya Götürülüşü
Cem Sultan’ın Rodos’tan Fransa’ya Götürülüşü
Rumeli’ye geçerek, saltanat mücadelesini orada sürdürmek niyeti ve Rodos şövalyelerinin tavassutu ile Rodos’a gelen Cem Sultan’ı kendi emelleri için bir vasıta olarak kullanmak isteyen şövalyeler, bir yandan onu adada oyalarken, adada uzun zaman kalmasını mahzurlu bulanlar da, vakit geçirmeden uzaklaştırmak istiyorlardı. Bundan dolayı, Pierre D’Aubusson, Cem’e verdiği sözlerine ve ruhsatnameye attığı imzaya hiç ehemmiyet vermiyor, Avrupa devletleri ve papa IV. Sixt’e yazdığı mektuplarda, bu fırsattan istifade ile, Türkleri Avrupa’dan çıkarmak hayaliyle bütün hristiyan devletleri birliğe çağırıyordu.
Cem, şövalyelere, Rumeli’de başarı sağladığında, Ege adalarını kendilerine vereceğini va’detmesine rağmen, adadan ayrılması için herhangi bir gayret sarfetmiyorlardı. Nihayet, Fransa’ya nakledileceğini öğrendiği zaman, durumunun vehametini görmüş ve hüsrana uğramıştı. 31 Ağustos 1482’de şövalyelere, veda edeceği sırada, Osmanlı hükümdarı olduğu takdirde, Rodos ile sulh içinde yaşayacağını, Türk liman ve denizlerinde hristiyan gemi ve tüccarlarına, serbest ticaret hakkı vereceğini, şövalyelere her yıl için 300 hristiyan esiri satın alma hakkı bahşedeceğini, tuz ve gümrük muafiyeti tanıyacağını, ayrıca kendisi için yapılan masraflara karşılık 150.000 altın vereceğini havi bir ahidname verdi.
Cem Fransa’ya nakledileceğini anlamıştı. Yanında, 30 adamı ile Rodos’ta satın aldığı 20 müslüman esir bulunuyordu. Anadolu’daki adamlarını getirmek için, dayısı Ali Bey’i göndermiş, ancak o gelmeden kendisi yola çıkarılmıştı. Kendisine, 300 askerle birlikte, Frere Merlo de Piojasco, Frere Guy de Blanchefort ve Frere Ch. Allemand refakat etmekte idi. Rodos’tan ayrıldıktan sonra, fırtınaya yakalanan kafile, ancak 9 gün sonra İstanköy adasına varabilmişti. İstanköy’den sonra, Sirakuze’ye ve daha sonra da Mesina’ya uğrayarak 16 Eylül 1482 günü Fransa’nın güney sahillerinde bulunan Villefranche şehrine varmıştı. Şehirde veba salgını olduğu için, burada kalamayan Cem Sultan, Savoie dukalığına ait olan Nice şehrine nakledildi ve burada dört ay kadar kaldı.
Kaynaklar, esaret hayatına rağmen, Cem’in Nice’de hayli eğlendiğini, hatta bir Fransız kızıyla aşk hayatı yaşadığına dair tafsilatlı bilgiler verirler. Öyle ki Cem Sultan’ın Nice şehrine dair duyguları, onun gazellerine bile aksetmiştir. Cem Sultan’ın sözkonusu macerasına karışan kız, Bastia ve Monteker şatolarının sahibi Jacques de Sassenoge’nin güzel kızı Helene’dir. Sassenoge’da görüşmelerinden sonra Jacques de Sassenoge Cem Sultan’ın teveccühüne mazhar olmuş, bundan dolayı şehzade sık sık baronu ziyarete gitmiştir. Güzel Helene’yle olan tanışması ve alakası bu münasebetle vukubulmuştur.
Cem Sultan’ın Rodos şövalyelerinin eline geçmesi üzerine, Sultan Bayezid, büyük bir telaşa düşmüş, derhal Gedik Ahmed Paşa’yı göndererek sulh yapmak istemiştir. Durumdan yararlanmak isteyen D’Aubusson, Teke sancak beyi tarafından esir edilen hristiyanların serbest bırakılmasını temin etmiştir.
Diğer taraftan, Cem’in bu durumundan Avrupa devletleri de yararlanmak için bazı teşebbüslerde bulunmuşlardır. Papanın memnuniyeti sonsuzdu. Macar kralı Matyas Karven ise, Rodos şövalyelerine her türlü yardımı va’dederek, Osmanlı üzerine bir haçlı seferi açılmasını istiyordu.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.