Çok Partili Rejim Denemeleri ve Sonuçları
Çok Partili Rejim Denemeleri ve Sonuçları
Siyasî parti; halkın desteğini sağlamak suretiyle devlet mekanizmasının kontrolünü ele geçirmeye veya sürdürmeye çalışan, sürekli ve istikrarlı bir örgüte sahip siyasî topluluktur. Bu anlamda, modern siyasî sistemlerin en önemli unsurlarından birisi olup, demokrasiyi de oluşturan güçtür.
Türkiye’de yeni kurulmakta ve şekillenmekte olan devletin, millet hakimiyetine dayanan bir siyasî sistem belirlemiş olması ve demokrasiye giden bir yolun başında bulunulması, sonuçta sistemin istenilen özelliklerde ve sağlıklı bir yapıya oturtulabilmesi için, kaçınılmaz olarak siyasî partileri de beraberinde getirecektir.
Modern demokrasi partiler dışında düşünülemez ve Türkiye, demokrasiye giden ana yolda bir an önce kendi siyasî kişiliğini ve rejim özelliklerini belirleyerek, siyasî partilerin kurulması için gerekli ortamı oluşturmak durumuna gelmiştir. Çünkü siyasî sistemdeki parti veya partilerin nitelikleri, yapısal ve fonksiyonel özellikleri, sisteme damgasını vurur ve onun bir bütün olarak işleyişini yakından etkiler. Yani ülkenin demokratikleşmesi ve demokrasinin yerleşip gelişmesinin teminatıdır. Bu anlamda Mustafa Kemal’in daha Erzurum Kongresi sırasında kurmaya kararını verdiği, Türkiye’de demokratik bir cumhuriyet için siyasî partilerin kurulması şarttır.
TBMM’de Çeşitli Grupların Ortaya Çıkışı
23 Nisan 1920 tarihinde çalışmalara başlayan I. TBMM, kendisini oluşturan milletvekillerinin katılma tarzları itibarıyla üç ayrı gruptan meydana geliyordu. Bunlar: 19 Mart seçim genelgesine göre seçilenler, Meclis-i Mebusan üyesi olup Ankara’ya gelebilmiş olanlar ve Yunanistan ve Malta’dan gelenler idi.
I. Meclisi oluşturan milletvekilleri, temel olarak Misâk-ı Millî’yi gerçekleştirmek amacında idiler. Bu sebeple belirli bir siyasî görüşe sahip olmadıkları gibi, herhangi bir siyasî partiyi de temsil etmiyorlardı. Dolayısıyla aralarında birlikten söz etmek mümkün değildi. Farklı yerlerden ve menşeilerden gelen bu kişilerin, tabiî olarak düşünceleri de farklıydı. Bu durum, zaman içinde kendisini göstermiş ve söz konusu değişik düşünceler Mecliste gruplaşmaları da beraberinde getirmiştir. Bu çerçevede Mecliste sayılan hakkında değişik kaynaklarda farklı bilgiler zikredilen çeşitli gruplar ortaya çıkmıştır. Bu grupların en önemlileri: Tesanüt (Dayanışma) Grubu, İstiklal Grubu, Müdafaa-i Hukuk Zümresi, Halk Zümresi, ve Islahat (Reform) Grubu‘dur.
Bu grupların ortaya çıkmasıyla Mecliste çalışmalar yavaşlamış ve çeşitli çekişmeler yaşanmaya başlamıştır. Bu ortamda çalışmalarını sürdüren Meclis, adeta bir tezatlar meclisi haline gelmiştir. Bunun üzerine Mustafa Kemal hemen harekete geçmiş ve Meclisteki bu grupları bir araya getirerek uzlaşma sağlamaya çalışmıştır. Ancak, gruplar arasındaki çeşitli fikir ayrılıkları ve çekişmeler yüzünden bu teşebbüsünde başarılı olamamıştır.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.