Fener patriklerinin, ökümenik konsillerde afaroz edilerek kiliselerden uzaklaştırılmaları
Devlet desteğiyle siyasi patriklik statüsü kazanan Fener patriklerinin, ökümenik konsillerde afaroz edilerek kiliselerden uzaklaştırılmaları
İmparator Büyük Theodosius’un ilk ökümenik konsil olan İznik konsilinin, ökümenik patrikliklerin tesbit ve tescili ile ilgili kararını, mahallî bir konsilde zorla ve baskıyla hiçe sayarak, Fener piskoposluğuna siyasi açıdan patriklik statüsü vermesi, tüm hristiyan aleminde rahatsızlık doğurdu. Karar tüm kiliselerde tepkiye neden oldu. Kiliseler arasında teolojik ihtilaflar bir yandan ülkeyi sarsarken, diğer yandan da Antakya, Roma ve İskenderiye kiliseleri, Fener episkoposluğunun bu yeni statüsünü bir türlü hazmedemediler. Gün geçtikçe kiliseler arasındaki mücadele şiddetlenmeye başladı. Nihayet tüm bu problemlere çözüm bulmak amacıyla, imparatorun emriyle 431 yılında Efes’te yeni bir ökünemik konsil toplandı. Bu konsile İskenderiye patriği Kurilos başkanlık etti.
Kiliseler arasındaki teolojik ihtilaflar görüşüldükten sonra, patrikliklerin durumu ele alındı. İznik konsilinin tesbit ettiği üç ökümenik patrikliğin hak ve yetkileri bir kez daha tescil edildi. 381 İstanbul konsilinin 3. maddesine ise resmen dokunulmamasına rağmen, bu madde adeta kağıt üzerinde mahkum edildi. Başkent ve bizzat imparatorun patriği, kutsal konsilde afaroz edildi. Böylece İstanbul kilisesinden intikam alınmış oldu. Bu da yetmez gibi, başkent kilisesine, İskenderiye patriği Kurilos, kendisine kayıtsız şartsız bağlı olan Maximyanos’u takdis ederek atadı.
Böylece kağıt üzerinde bağımsız bir patriklik olarak görünse de, fiilen İstanbul, İskenderiye patrikliği tarafından yönetilmeye başlandı.
Tarihe I. Efes konsili olarak geçen bu konsilin kilise organizasyonuyla ilgili kararları herhangi bir problem yaratmazken, Meryem’le ilgili teolojik kararları ülkede yine dinî huzursuzluğa sebep oldu. Bir yandan bu teolojik münakaşalar, bir yandan da Maximyanos’un ölümüyle İstanbul kilisesinin başına geçen Flavian’ın bağımsız bir patrik gibi hareket etmesi, üç ökümenik patriklikte rahatsızlık yarattı. Bunun üzerine 449 yılında yine Efes’te imparatorun emriyle ikinci bir konsil toplandı. Bu konsile de İskenderiye’nin yeni patriği, Kurilos’un halefi Dioscorus başkanlık ediyordu.
Kiliseler arasındaki teolojik ihtilaflar karar bağlandıktan sonra, bağımsız bir patrik gibi hareket eden İstanbul patriğinin durumu ele alındı. Adeta 381 İstanbul konsilinin 3. maddesinin geçersizliği bir kez daha ilan ediliyordu. Başkent patriği Flavian afaroz edilerek kiliseden uzaklaştırıldı ve yerine Dioscorus’a kayıtsız şartsız bağlı olan Anatolius takdis edilerek atandı.
Böylece, Büyük Theodosius’un İstanbul episkoposluğuna patriklik bahşetmesi, kutsal kilise kanunları çerçevesinde bir kez daha mahkum edilmiş bulunuyordu.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.