İzmir’in İşgali
İzmir’in İşgali (15 Mayıs 1919)
Yunanistan 1829 Edirne Antlaşması’yla bağımsızlığını elde etmişti. Kurulduğu andan itibaren “Büyük Yunanistan’ı” kurmayı amaçlamışlardı. Büyük devletlerin destekleri ile topraklarını sürekli genişletiyorlardı.
İngiltere sömürge yollarında kendisini destekleyecek bir devlet hedeflemişti.
Güçlü İtalya yerine zayıf Yunanistan’ı tercih etmişti.
Paris Barış Konferansı’nda İzmir ve çevresi İtalya yerine Yunanistan’a bırakılmıştı.
İngiliz, Fransız, ABD destekli Yunan savaş gemileri İzmir Limanı’na çıktılar. Amiral Caltrope 14 Mayıs 1915’de 17.Kolordu komutanı Ali Nadir Paşa’ya “Mondros Mütarekesi’nin 7. maddesi gereğince İzmir’deki Rumları koruma bahanesiyle “İzmir’in işgal edileceğini ve İstanbul Hükümeti’nin bundan haberinin olduğunu bildirdi.”
İzmir Valisi İzzet Paşa ve Ali Nadir Paşa bir yandan şehrin işgal haberlerini yalanlarken diğer taraftan işgalin Yunanlılar tarafından yapılmasının yanlış olduğunu İngilizler tarafından işgal edilmesinin doğru olduğunu İngiliz Hükümeti’ne bildirmiştir. Ancak sonuç alınamamıştır.
İzmir’deki Rum ve Levantenlerin çılgın tezahüratlarıyla Yunan kuvvetleri 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgale başlamışlardır.
İzmir’in işgalinin sonuçları
★ Batı Cephesi’nde işgale ilk tepki Gazeteci Hasan Tahsin’in Yunan askerlerine açtığı ateşle başladı.
★ Bölgede Yunanlılara karşı silahlı direniş başladı ve Reddiilhak Cemiyeti’nin çalışmaları ile Kuvayımilliye hareketleri başladı.
★ İzmir’de kısmen de olsa direniş gösterildi. Bunun üzerine Yunan askerleri savunmasız halka ve karşı koymama emri almış olan memur ve askerlere karşı katliama giriştiler. İki günde birçok Türk öldürüldü.
★ Anadolu’nun çeşitli kentlerinde Yunan işgaline karşı protesto ve mitingler düzenlendi. Bu da halkın bilinçlenmesine neden oldu.
★ İstanbul Hükümeti bölgedeki katliamlardan dolayı bir komisyon kurulmasını ilgili devletlerden talep etti.
★ İzmir’in işgali üzerine ve İstanbul Hükümeti’nin taleplerini de göz önüne alan ABD, İngiltere, Fransa ve İtalya generallerinden oluşan ve başkanlığını ABD’li Amiral Bristol’ün oluşturduğu bir komisyon rapor hazırladı.
★ Komisyonun gönderilmesinin asıl amacı ise, Yunan katliamlarının Avrupa kamu oyunda Türkler lehinde kanaatin oluşması ve bölgede ABD ve Avrupalı devletlerin ticari çıkarlarının zarar görmesidir.
İşgalciye Sıkılan Kurşun
Hasan Tahsin
15 Mayıs 1919 Perşembe günü, işgalci Yunan ordusuna ilk kurşunu atan Hasan Tahsin, 1888’de Selanik’te doğdu. Gerçek adı Osman Nevres’ti. Mustafa Kemal’in de okuduğu Şemsi Efendi okulundan sonra, yine Selanik’teki Feyziye Mektebi’ne gitti, 1909-1914 yılları arasında Paris’e giderek Sorbonnne’da “siyaset bilimleri” eğitimi görmeye başladı. Burada Belçikalı sosyalist Emile Vandervelde’nin konferanslarının dikkatli izleyicisiydi. İstanbul’a dönünce İtti hat ve Terakki hükümeti ile çalıştı. Daha sonraları kurulan Teşkilatımahsusa’da görev aldı. Balkan ülkelerini, Türkiye aleyhine kışkırttığı öne sürülen Buxton kardeşlere suikast işini üstlendi.
Hasan Tahsin adını ilk kez bu görevlendirmede kullanacak ve sonraki yaşamında benimseyecekti.
İzmir’in işgal kararı, 13 Mayıs’ta Yunan Ordusu tarafından uygulamaya geçirildi. 14 Mayıs’ta İzmir Valisi İzzet Bey ile 17. Kolordu Kumandanı Ali Nadir Paşa’ya işgal notası verildi. Bu notadan sonra İzmir’de çeşitli cemiyetlerin ilhak hakkında halkı bilgilendirme ve harekete geçirmek için yaptığı çalışmaların karşılığını bulamayacağı düşüncesiyle, tek başına da olsa direnme kararını almıştı.
Amiral Bristol Raporu (11 Ekim 1919)
★ Yunan iddiaları gerçeksizdir. (Türkler Rumları katletmemiştir.
★ Mütareke’den sonra İzmir ve çevresinde Hristiyan halkın güvenliği tehlikeye düşmemiştir.
★ İşgalden sonra bölgedeki katliamlardan Yunanlılar sorumludur.
★ İzmir ve çevresinin milliyetler prensibine göre Yunanistan’a ilhakı söz konusu olamaz. Bölgede Türk nüfusu ekseriyettedir. (Çoğunluktadır.)
★ Yunan askerleri derhal geri çekilmeli ve yerine İtilah Devletleri kuvvetleri yerleştirilmelidir.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.