Macar Saldırısı, Osmanlı-Venedik ve Osmanlı-Macar Sulhunun İmzalanması
Macar Saldırısı, Osmanlı-Venedik ve Osmanlı-Macar Sulhunun İmzalanması
Deniz harekatından bir sonuç alamayan müttefikler, Macaristan’ı tahrik ederek karadan Osmanlı topraklarına bir haçlı seferi başlatmak istediler. Bunun için mali sıkıntı içinde bulunan Macaristan’a para yardımında bulundular. Venedik üç taksitte olmak üzere mühim bir meblağ ödemeyi va’detti. Papalık hükümeti de, kral Vladislas VII.’a üç yıl için dörder yüz altın ödeme taahhüdünde bulundu. Macaristan bu yardım ve vaadler neticesinde Osmanlı devletine bir askerî saldırı planladı.
Macaristan’ın Venedik ve diğer haçlı müttefikleriyle olan ilişkilerini yakından takip eden Osmanlı devleti, bu ülkeye gözdağı vermek için bir akın harekatında bulunmayı kararlaştırdı. Sava ve Drava nehirleri arasında Pojega ve havalisini baştan başa tahrip eden akıncılar, büyük ganimetler aldılar. İskender Paşa’nın oğlu Mustafa Bey de, Yayçe kalesine zahire ve cephane sevkeden Macar birliklerini mağlup ederek bütün eşya ve cephaneyi ele geçirdi.
Akıncıların tahribatı ve bazı kalelerin alınması Macaristan’ı mukabil harekata şevketti. Hem Venedik’e yardım etmek, hem de elden çıkan kalelerin intikamını almak üzere taarruza geçtiler.
– Transilvanya ve Tamışvar banlarının kuvvetleri Belgrad valisi ile birleşerek Vidin, Kladuva ve Niğbolu kalelerine saldırdılar.
– Şehirleri ve etrafını yağmaladılar.
– Birçok esir ve ganimet aldıkları gibi, pek çok Türk’ü de öldürdüler.
– Budin’e getirilen Türk esirleri, kralın sarayının bahçesinde kazıklara vurdurulmak suretiyle vahşice öldürüldüler ve günlerce halka teşhir edildiler.
Macarların bu akın hareketi de haçlı müttefikleri tatmin etmedi. Mali durumu, askerî harcamalar dolayısıyla iyice sarsılan Venedik Cumhuriyeti, Fransa kralı XIII. Louis ile Lehistan kralının tavassutunu rica ederek Osmanlı devleti ile sulh yapmak istedi. Başlangıçta sulhe taraftar olmayan II. Bayezid, Santamavra adasının Venediklilerin eline geçmesi, diğer taraftan da doğuda Şii harekatının yavaş yavaş ciddiyetini artırması üzerine sulhe razı oldu.
Müzakereyi yürüten Venediklilerin İstanbul’daki elçileri Andre Gritli, bir ara hapsonulduğu için, II. Bayezid, Venedik Cumhuriyeti’nden, sulh görüşmelerini yürütmeye tam yetkili bir murahhasını göndermesini istedi. Osmanlı padişahının sulhe razı olduğunu Macarlarla müzakere eden Venedik senatosu, Zakarya Freşi’yi murahhas olarak İstanbul’a yolladı.
Uzun müzakerelerden sonra 14 Aralık 1502’de imza edilen ve 31 maddeden teşekkül eden Osmanlı-Venedik sulhu, iki devlet arasındaki savaşa son verdi.
Bu anlaşmaya göre:
- Venedik Cumhuriyeti, İnebahtı, Modon ve Koron ile aradaki diğer küçük kalelerin Osmanlılara ait olduğunu kabul etti; Arnavutluk’ta fethedilen Draç kalesinin de Osmanlılarca zaptı tanındı.
- Venedikliler, Osmanlıların elinden aldıkları Kefalonya’yı kendilerine bıraktılar. Santamavra adasını ise Osmanlı devletine iade ettiler.
- Savaş sırasında Türkler tarafından müsadere edilen Venedikli şahıslara ait eşyalar geri verilecekti.
- Venedikliler her yıl onbin duka altın vereceklerdi. Ayrıca Santamavra’nm fethi sırasında amiral Pesaro’nun ele geçirdiği 24 bin duka altın da iade olunacak idi.
Muadehenameyi subaşı Ali Çelebi Venedik’e götürerek imza ettirdi. Yemin ile tasdik olunduktan sonra, yürürlüğe girdi.
1479 yılındaki anlaşma gereğince, Venediklilerin İstanbul’da elçi bulundurma hakları bu muahedede yer almıştı. Osmanlı-Venedik sulhu imzalanınca, Macarlar da mecburen sulh yapmak zorunda kaldılar. Macar kralı, Barhabas Belabi’yi İstanbul’a göndererek sulh akdini yeniletti. Osmanlı akıncılarının Kuzey Bosna’da aldıkları yerler Osmanlılarda kaldı. İki ülkenin tüccarı, yekdiğerine serbestçe girip çıkacaklardı. Osmanlı hükümeti de, Macar kralını İsklovenya, Moravya, Silezya ve Lazasi’nin de hükümdarı olarak tanıyacak idi.
Muahede, 20 Ağustos 1503’de Budin’de, Macar kralının dört İncil üzerine yemin edip imzalaması ile yürürlüğe girdi.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.