Milli Varlığa Zararlı Cemiyetler

16 Ocak 2014 tarihinde tarafından eklendi.

Milli Varlığa Zararlı Cemiyetler

Mütarekeden sonra şartların gittikçe ağırlaşması çeşitli çevrelerin olumsuz teşebbüslere yönelmelerine sebep oldu. Mesela bazıları, şimdilik güçlü bir devletin himayesini kabul etmenin tek kurtuluş çaresi olduğunu savunurken, bazı çevreler ise kurtuluşun hilafet ve saltanata sıkı sıkıya bağlılıkla mümkün olabileceğini ileri sürüyorlar ve kendi düşüncelerini halkın ekseriyetine mal edebilmek için de cemiyetler kuruyorlardı.

Bu cemiyetlerin başlıcaları şunlardı:

a) İngiliz Muhipleri cemiyeti

Osmanlı devlet adamları arasında, İngilizlerin sempatisini kazanarak, onların desteğini alacaklarına ve içine düşülen kötü durumdan onların yardımıyla kurtulunabilineceğine inananlar bulunuyordu. Bunlar, İngiliz Muhipleri Cemiyeti’ni kurarak, ülke genelinde üye kaydetme çalışmalarını başlatmışlardı. Başta Damat Ferit Paşa olmak üzere devrin bir çok ileri geleni aynı düşünceyi paylaşıyorlardı. Bu düşünceden hareketle Damat Ferit Paşa, 30 Mart 1919’da İngiliz Fevkalade Komserliği’ne sunduğu bir proje ile resmen himaye talebinde bulundu. İngiliz hükümetinin bu talebe sıcak bakmamasına rağmen, İstanbul hükümetinin ileri gelenleri, isteklerinde ısrarlı olmaktan uzun süre vazgeçmediler.

Yukarıda da kısaca ifade edildiği gibi bu cemiyetin üyelerinin amacı, ülkenin içine düştüğü kötü duruma İngiliz desteği ile çare bulmaktı. Bunlara göre Anadolu’da başlayan ve başarı şansı bulunmayan, ayrıca İngilizler’in de hiç hoşuna gitmeyen   milli   direniş   hareketi   tam   bir   intihar   teşebbüsüydü,   dolayısıyla engellenmeliydi.

Oysa Rusya’nın Kasım 1917’de İtilaf Devletleri arasında yaptıkları gizli paylaşma projelerini açıklamasından sonra, kurtuluş ümidi ile bu projelerin baş mimarı olan İngiliz hükümetinden medet ummak, bunca olup bitenlerden hiç ders almamakla açıklanabilir.

b) Wilson Prensipleri Cemiyeti

Ülkenin tek kurtuluş çaresini manda ve himayeyle mümkün görenlerden bazıları ise, İngiliz himayesini kabullenme görüşüne muhalefet ediyorlardı. Onlara göre İngiliz mandası yerine Amerikan mandası tercih edilmeliydi. Zira İngilizler şimdiye kadar hakkımızda dürüst davranmadıkları gibi şimdi de ülkemiz hakkında düşmanca tasarıların baş mimarıydılar. İngiliz mandası yerine Amerikan mandasını tercih edenler, Aralık 1918’de Wilson Birliği adında bir cemiyet kurmuşlardır. Amerikan mandacıları, Başkan Wilson’a amaçlarını ihtiva eden bir muhtıra göndermeyi de ihmal etmemişlerdi.

Kısa bir süre sonra Amarikan hükümetinin Ermeniler lehine tavır takınması cemiyet mensuplarını hayal kırıklığına uğrattı ise de, bir süre daha bu konuda ısrarcı olmaya devam ettiler. Sivas Kongresi sırasında bu istikamette çaba sarf ederek Mustafa Kemal ve arkadaşlarını bir hayli meşgul ettiler. İsteklerinin ne kadar yersiz ve anlamsız olduğunu anlamakta oldukça geciktiler.

c) Sulh ve Selamet-i Osmani Cemiyeti

Çaresizlik içinde çare aradıklarını sanan bazıları ise, milletin ve memleketin kurtuluşunun, İstanbul’da tamamen İngilizlerin baskısı altındaki Sultan-Halifeye ve onun buyruklarına sıkı sıkıya bağlılıkla mümkün olacağını sanıyorlardı. Sulh ve Selamet-i Osmani ve İslam Teali Cemiyeti adlı teşekküllerle teşkilatlanan bu tür düşüncelerin sahipleri de amaçları doğrultusunda çalışıyorlardı.

Bütün bunları kurtuluş çaresi olarak düşüncelerin çoğu kabine üyesi önemli şahsiyetler, üniformalı askerler ve bazı aydınlardı.

d) Kürt Teali Cemiyeti

Mayıs 1919’da İstanbul’da kurulan bu cemiyet, Osmanlı Mebusan Meclisi’nde ayan üyesi olan Seyyid Abdülkadir’in liderliğinde çalışıyordu. Mütarekeden sonra İngilizler’in yürüttüğü kürtçülük propagandasının az da olsa alet olan cemiyetin, nifak ve fitne içeren fikirleri Jin ve Kürdistan adlı yayın organlarında yayınlanıyordu. Cemiyet mensuplarının Mart 1919’da Paris Sulh görüşmelerine de bir muhtıra sunmuşlardır.

Asırlarca birlikte yaşamış Türklerle Kürtler üzerine oynanan oyunlar karşısında halkın sağ duyusu galip gelmişti. Dini bir, kültürü bir, yaşadığı coğrafyası bir olan bu etle tırnağı birbirinden ayıramamışlardır. Olup bitenlerin farkında olan pek çok aşiret, ne cemiyet mensuplarının propagandalarına alet olmuşlar ve ne de İngiliz kışkırtmalarına kapılmışlardır. Onlar Anadolu’da yürütülen Kurtuluş Savaşını destekleyerek, ülkenin bütünlüğünü en zor şartlarda devam ettirmişlerdir.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
KPSS Anayasa Kartları Soru Cevap