Mondoros Müterekesi’nden Sonra Türk Milleti ve Cemiyetler
MÜTAREKEDEN SONRA TÜRK MİLLETİ VE CEMİYETLER
20.yüzyılm başlarında oldukça sıkıntılı yıllar geçiren Türk Milleti için, dört yıl devam eden Birinci Dünya Savaşı, bu sıkıntıların katlanarak daha da artmasına sebep olmuştu. Dört yıl sonra savaşın galipleri ve mağlupları belli olunca Osmanlı hükümeti, daha önce ilan edilen Wilson ilkeleri doğrultusunda yapılacak bir barışa itiraz etmeyeceğini ima etti. Milletimiz, uygun şartlar taşıyan bir antlaşma konusunda kaderine razı olmayı, bundan sonra da biraz fazla çalışarak yaralarısarmayı düşünüyordu. Aslında mütarekenin altına da bu amaçla imza atılmıştı. Uzun süren cephe hayatından sonra ilk günlerde mütarekenin imzalanmış olması, yukarıda belirtilen düşünceler doğrultusunda kamu oyunda genel bir rahatlamaya vesile olmuştu.
Ancak Türk Milleti, bu düşünceler içindeyken ümit edilen barışın getireceği huzur bir türlü gelmedi. Zira İtilaf Devletleri, daha barış masasına bile oturmayı beklemeye gerek duymaksızın, Ateşkes Antlaşmasının hükümlerini uygulamaya koyuldular. Onlar, aralarında yaptıkları paylaşma projeleri doğrultusunda, bir yandan yer-yer işgallere girişirken, diğer yandan da mütareke hükümlerini bahane ederek, işlerini kolaylaştırmak için ordunun terhisini, haberleşmenin denetimini, önemli geçit noktalarının kontrolünü elde etmeye çalışıyorlardı. Yukarıda durumundan kısaca bahsettiğimiz Osmanlı hükümetleri ise, bütün bu gelişmeler karşısında oldukça etkisiz kalıyordu.
Olaylar karşısında hükümet otoritesinin ortadan kalkması üzerine halk arasında farklı tavırlar belirmeye başladı. Bu tavırlara sahip çevreler bir takım teşekküller meydana getirdiler. Milli Mücadele tarihimizde bunlar genellikle “zararlı ve yararlı cemiyetler” olarak adlandırılmışlardır.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.