Mustafa Kemal’in Samsun’a Çıkışı ve Milli Bilincin Uyanması

27 Aralık 2013 tarihinde tarafından eklendi.

MUSTAFA KEMAL’İN SAMSUN’A ÇIKIŞI VE MİLLİ BİLİNCİN UYANMASI

Mustafa Kemal, Mondros Ateşkes Anlaşması’nın imzalandığı sırada 7. Ordu komutanı olarak Suriye’de bulunuyordu. 31 Ekim’de Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı’na atanmıştı. Ancak O da ateşkesten sonra diğer komutanlar gibi İstanbul’a çağrılmıştı.
13 Kasım 1918’de İstanbul’a gelen Mustafa Kemal, bir süre İstanbul’da kalarak dönemin önemli yönetici ve komutanlarıyla görüş alış verişinde bulunmuştur.
Vatanın kurtuluşu için bazı çalışmalar yapmıştır.

Bunlar,

Orduların terhisini önlemek ve silahların toplanmasını engellemek.
Devlet işlerinin yapılmasını sağlamak için güçlü bir hükümet kurulmasını sağlamak
Halkın bilinçlendirilmesi için çalışmalar yapmak

Buna karşın İstanbul’daki yönetici ve ileri gelenlerin bir kısmı manda ve himaye fikirlerini seslendirmeye başlamışlardı. Mustafa Kemal bunların tartışılmasını bile uygun bulmuyordu. Bağımsızlığın sağlanması için direniş cemiyetlerinin varlığını ve çalışmalarını destekliyordu. Aynı zamanda direniş örgütlerinin bölgesel kurtuluş yollarını aramasını da eleştiriyor, güçlerini birleştirmeleri gerektiği üzerinde duruyordu.
Mondros Ateşkesi’nden sonra bazı vatan sever subaylar (Kazım Karabekir) Anadolu’ya geçerek halkı işgallere karşı örgütlemeye başladılar.
Mustafa Kemal bir yandan İstanbul Hükümet’ni harekete geçirmeye çalışıyordu. Ancak İstanbul Hükümeti üzerinde işgal güçlerinin ağır baskıları vardı. Hükümetin çaresizliğini gören Mustafa Kemal, Anadolu’ya geçmeyi düşünmeye başlamıştır.
Bu sırada işgal güçleri Mustafa Kemal’in çalışma ve hareketlerinden rahatsız olmuştu. İstanbul Hükümeti’nden Mustafa Kemal’in uzaklaştırılmasını istiyorlardı.
İstanbul Hükümeti işgal güçlerinin Mondros Ateşkesi’nin 7. maddesine dayanarak işgallere başlamasının önünü de kesmeye çalışıyordu.
Doğu Karadeniz’de Pontus Rum Cemiyeti’nin çıkardığı karışıklıklar ciddi boyutlara ulaşmıştı. Müslüman ahali ile Rumlar arasında yer yer silahlı çatışmalar başlamıştı. İngilizler, İstanbul Hükümeti’ne sükunetin sağlanmasını aksi takdirde müdahale edeceklerini söylüyorlardı.
İstanbul hükümeti bölgede sükunetin sağlanması için Mustafa Kemal’i 9. Ordu Müfettişi olarak atadı.
16 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru ile hareket eden Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastı.

Samsun’a gönderilen Mustafa Kemal Paşa’nın görevleri

Görev bölgesi olan, Trabzon, Samsun, Sivas, Erzurum, Erzincan ve Van’da güvenliğin sağlanması
Mondros Mütarekesi, maddesi gereği bölgede toplanmayan silahların toplanması
Halka silah dağıtan kuruluşların ortadan kaldırılması

Bölgeye ulaşan Mustafa Kemal Paşa’nın Raporu

Bölgedeki karışıklıkların sorumlusu Rumlardır.
Türklüğün yabancı manda ve himayelere tahammülü yoktur.
İzmir’in işgali haksızdır. Bu haksızlık kabul edilemez.
Türk milleti ulusal bağımsızlık yanlısıdır.
Pontus ve Mavri Mira örgütlerinin desteklediği çeteler Türk köylerini basmaktadır.

Yorum:

Saray ve İstanbul Hükümeti İngilizleri’nde baskısı ile Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkmasını sağlamıştır. Mustafa Kemal Paşa ise bunu bir fırsat olarak değerlendirmiş, kendisine verilen yetkileri milletin menfaatleri adına kullanmıştır.

➥ Mustafa Kemal Paşa İstanbul’dan ayrılıp Anadolu’ya geçince şöyle diyordu. “Umumi (genel) durumumuzun aldığı vahim (kötü) şekilden müteessirim. (üzüntülüyüm) Millet ve memlekete borçlu olduğum en son vicdani vazifeyi yakından müşterek (beraber) çalışma ile en iyi şekilde yerine getirmek mümkün olacağı kanaati ile bu son memuriyeti kabul ettim.”
21 Mayıs 1919 Telgraf
15. Kolordu Komutanı
Kazım Paşa’ya

19 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkanlar

1. Kurmay Albay Refet Bey (General BELE) 3. Kolordu Komutanı olarak;
2. Kurmay Albay Manastırlı Kâzım Bey (DİRİK) (Müfettişlik Kurmay Bşk);
3. Dr. Albay İbrahim Tali Bey (ÖNGÖREN) (Müfettişlik Sağlık Başkanı);
4. Kurmay Yarbay Mehmet Arif Bey (AYIRICI) (Müfettişlik Kurmay İkinci Başkanı);
5. Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey (GEREDE) (Karargâh İstihbarat ve Siyasiyat Şubesi Müdürü);
6. Topçu Binbaşı Kemal Bey (DOĞAN) (Müfettişlik Topçu Komutanı);
7. Dr. Binbaşı Refik Bey (SAYDAM) (Müfettişlik Sağlık Baş Yardımcısı);
8. Yüzbaşı Cevat Abbas (GÜRER) (Müfettişlik Başyaveri);
9. Yüzbaşı Mümtaz (TÜNAY) (Müfettişlik Erkânı Harbiye Mülhakı);
10. Yüzbaşı İsmail Hakkı (EDE) (Müfettişlik Erkânı Harbiye Mülhakı);
11. Yüzbaşı Ali Şevket (ÖNDERSEV) (Müfettişlik Emir Subayı);
12. Yüzbaşı Mustafa Vasfi (SÜSOY) (Müfettişlik Karargâh Komutanı);
13. Üsteğmen Hayati (Kurmaybaşkanı Emir Subayı ve Müfettişlik Kalem Âmiri);
14. Üsteğmen Arif Hikmet (GERÇEKÇİ) (Refet Bey’in Emir Subayı);
15. Üsteğmen Abdullah (Müfettişlik İaşe Subayı);
16. Teğmen Muzaffer (KILIÇ) (Mustafa Kemal’inEmir Subayı);
17. Birinci Sınıf Kâtibi Faik (AYBARS) (Şifre Kâtibi);
18. Dördüncü Sınıf Kâtip Memduh (ATASEV) (Şifre Kâtibi Yardımcısı).

Cafer Tayyar Paşa’ya;

“Ulusal bağımsızlığımızı boğan ve yurdun bölünme tehlikesini hazırlayan İtilaf Devletlerinin yaptıklarını, İstanbul Hükümeti’nin tutsak ve güçsüz durumunu biliyorsunuz. Ulusun kaderini böyle bir hükümetin eline bırakmak çöküşe boyun eğmektir.
18 Haziran 1919 Telgraf
Mustafa Kemal Paşa

Kuvayımilliye Ruhu ve Teşkilatlanması

Mondros Ateşkes Anlaşması hükümleri gereği ordular terhis edilmiş. Silahlar toplanmıştı. Vatanın dört bir yanı işgal edilmeye başlanmıştı.
Paris Konferansı ile İzmir ve çevresinin Yunanistan’a verilmesi işgallerin kalıcı olacağını gösteriyordu.
İşgal güçlerinin işgallere başlaması İstanbul Hükümeti’nin sessiz kalması Türk milletinin başının çaresine bakmasına neden oldu.
Az sayıdaki askeri birliklerin komutanları olup bitenlere tahammül edemeyen yurtsever halk milis güçlerini kurarak direnişe geçtiler. Bu direnişin ortak amacı vatanı işgal ettirmemekti. İşte bu ruha “Kuvayımilliye ruhu” adı verilmiştir. Bu kuvvetlere de “Kuvayımilliye kuvvetleri” denmiştir.

Kuvayımilliye’nin Yararları

Kuvayımilliye kuvvetlerinin en önemli görevi, işgali gerçekleştiren düzenli Yunan ordu birliklerini oyalayarak onların karşısında savaş tekniği ve kuralları için gerekli zamanı ve ortamı sağlamasıdır.
Kuvayımilliye, Müdafaaihukuk (hakları savunma) örgütlerinin oluşumunda etkin oldu ve Kurtuluş Savaşı karşıtlarını sindirdi. Anadolu İhtilali adlı kitabında Sebahattin Selek, Kuvayımilliye’nin Kurtuluş Savaşı’nda sağladığı yararları şöyle sıralamaktadır:

1. Dünya kamuoyunda, Türk halkının Yunan işgalini sessizlikle karşıladığı kanısının yerleşmesini önlemek ve Yunan Başbakanı Venizelos’un bu hususta büyük devletlere verdiği güvenceyi çürütmek;
2. Yunan ordusunun, ilk zamanlarda Anadolu’da rahatça ilerlemesine engel olmak;
3. Yunan işgal kuvvetlerini her yerde rahatsız ve tedirgin etmek, kayıp verdirmek;
4. Türk köylerini, Rum ve Ermeni çetelerinin baskınlarından korumak, bu çeteleri temizlemek;
5. Ordunun örgütlenmesine olanak ve zaman kazandırmak;
6. Gerek Türk Hükümeti’ne, gerekse dünya kamuoyuna Anadolu hareketini bir milli ayaklanma olarak göstermek;
7. Müdafaaihukuk örgütlerinin kurulmasına, çalışmasına destek olmak, bu alanda mücadele karşıtlarını sindirmek;
8. Karşı ihtilal hareketlerini bastırmak;
9. İstanbul-Ankara yolunu açmak;
10. Büyük Taarruz’dan önceki savaşların hemen hepsinde orduya yardımcı olarak savaşmak.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
KPSS Tarih Soru Cevap