Osman Bey’in Rüyası ve Şeyh Edebali
Osman Bey’in Rüyası ve Şeyh Edebâlî
Osman Gazi, Ertuğrul Gazi’nin üç oğlundan en küçüğüdür. Büyük kardeşi Savcı Bey ile Gündüz Bey, hayatta olmalarına rağmen, Osman Gazi devlet işlerinde daha faal bir rol oynamakta idi. Doğum tarihi hakkında tarihçiler değişik rakamlar vermişlerdir. Kemal Paşazade 1254 yılını verirken, diğer kaynaklarda 1258 ve 1259 yılları da zikredilmektedir. Ancak son devirde yapılan araştırmalar 1258 yılı üzerinde karar kılmıştır.
Ertuğrul Gazi yaşlanıp da devlet işlerinden nisbeten uzak kaldığında, akıl ve tedbirde diğer kardeşlerine tekaddüm eden Osman Bey’i yerine vekil tayin etmişti. Gazilerin büyük çoğunluğu Osman Bey’in yanında yer almışlardı. Aşiretlerin bir kısmının, Ertuğrul Gazi’nin kardeşi Dündar Bey’i tutmalarına rağmen, ekseriyetin kendisinden yana olduğu Osman Bey aşiret reisliğine seçilmiştir. Uc halkının, kardeşinin oğluna meyletmesi üzerine Dündar Bey davasından vazgeçmiştir.
Kaynaklardan öğrendiğimiz kadarıyla, İslam-Türk tarihlerinde pek yaygın olan ve rağbet gören rüya hadisesinin benzerlerine daha önceki Türk devletlerinde de rastlanmış ve kanaatimize göre yaygın bir gelenek halini almıştır. Bu cümleden olmak üzere XIII. yüzyılda yaşamış olan tarihçi Cüzcânî’nin, Tabakât-i Nasırı adlı eserinden öğrendiğimize göre, Hindistan fatihi Gazneli Mahmud’un babası Sebüktegin, oğlunun dünyaya gelmesinden bir saat önce, rüyasında, evindeki ateşlikten bir ağacın çıkarak bütün dünyayı kapladığını görmüş, rüya tabircileri de, “fatih bir oğlunun olacağını” söylemişlerdir.
Çağrı ve Tuğrul Beylerin babasına ait benzer bir rüyada da, kabile kâhini, “dünyayı kaplayan üç ağaç” motifini çocuklarının hükümdar olacaklarına yormuştur. Aynı şekilde, Kur’ân’a saygı motifi de, Selçukluların atası Lokman’a atfedilmiştir. Buna göre, Lokman, rahle üzerinde Kur’ân bulunan odada gerdeğe girmek istemeyerek odayı değiştirmiştir. Böylece halk arasında süregelen bu rüya ve Kur’ân’a hürmet motifi folklorik bir an’ane olarak Osman Gazi’de de aynen tekrarlanmıştır.
Osman Bey, gençliğinde Eskişehir yakınlarındaki İtburnu köyünde oturan Şeyh Edebâlî’yi sık sık ziyaret ederdi. İlmi ve fazileti ile o yörede haklı bir şöhret kazanan ve söylentilere göre, Ertuğrul Gazi ile birlikte buralara gelip yerleşen Şeyh Edebâlî bölgede çok tanınmış biri idi. Osman Bey, bir ziyareti sırasında görüp beğendiği Edebâlî’nin kızı Mal Hatun’u zevceliğe istemişti.
Mal Hatun’a, Eskişehir beyi de talip olmuştu. Şeyh Edebâlî, önce her iki isteği de reddetti. Daha sonra Eskişehir beyinin kahrından korkarak Osman Bey’in hakim bulunduğu bölgeye yerleşti. Şeyh Edebâlî’nin yurdunu terketmesi, Eskişehir hakimi ile Osman Bey arasında bir muharebe çıkmasına sebep olmuştur.
Kardeşi Gündüz Bey ile, komşuları ve aynı zamanda dostları olan İnönü hakimini ziyarete giden Osman Gazi, Eskişehir beyinin Harmankaya hakimi Köse Mihal ile gelip kendisini istemesi üzerine şehrin dışına çıktı. Hisar dışında vukubulan savaşı kaybeden Eskişehir beyi kaçmak zorunda kaldı. Osman Bey, yiğitliğini takdir ettiğinden, muharebede esir düşen Harmankaya hakimi Köse Mihal’i serbest bıraktı. Bu olaydan sonra Köse Mihal ile Osman Gazi arasında kurulan dostluk ve arkadaşlık müteakip yıllarda da devam etmiştir.
Tarihî kaynaklar, Osman Bey’in meşhur rüyasını, Eskişehir hakiminin mağlûben firarından sonra gördüğünü kaydeder. Osmanlı tarihinin nisbeten az bilinen bu ilk yıllarında efsanevi bir havaya bürünen bu rüya vakıası, daha sonra cihanşümul bir mahiyet kazanan Osmanlı devleti tarihi için milli bir düstur olagelmiştir. Osman Gazi’nin, Mal Hatun’la evlenmesini sağlayan bu rüyasında Şeyh Edebâlî’nin gövdesinden bir ağaç çıkar ve dalbudak salarak, dağlar ve dereler içinde genişleyip yayılır. Nihayet İstanbul cihetine doğru gelişip uzar. Osman Bey, rüyasını anlattığında Şeyh Edebâlî kendisini müjdeleyerek “Kızım Mal Hatun sana helal olsun! Kemal sahibi bir çocuğunuz olup bütün cihana han olacaktır.” der. Böylece Osman Gazi ile Mal Hatun nikahlanırlar. Nikahı, Şeyh’in müritlerinden Derviş Turgut akdeder. Bu evlilikten Orhan Gazi dünyaya gelmiş ve Osmanlı Devleti gerçekten de bir cihan imparatorluğu olmuştur.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.