Osmanlı-Akkoyunlu Münasebetleri ve Uzun Hasan’ın Anadolu’ya Asker Göndermesi

27 Nisan 2014 tarihinde tarafından eklendi.

Osmanlı-Akkoyunlu Münasebetleri ve Uzun Hasan’ın Anadolu’ya Asker Göndermesi

Fâtih Sultan Mehmed’in arka arkaya Anadolu’ya sevkettiği kuvvetlerle Karamanoğulları devletini tamamiyle ortadan kaldırması ve hudutlarını Uzun Hasan’ın sınırlarına kadar dayandırması sonucu, Osmanlı devletinin doğu hudutları, büyük bir genişliğin yanısıra, askerî harekât bakımından da avantajlı bir durum kazanmıştı. Bu arada daha Trabzon seferi sırasında ve seferi müteakip, Uzun Hasan ile imzalanan dostluk anlaşması münasebetiyle ve bilhassa amcasının oğlu Hurşid Bey’in,, Gedik Ahmed Paşa kumandasındaki Osmanlı kuvvetlerine mağlup olması sonucu Uzun Hasan, devletinin batısında cereyan eden hadiselere bir zaman için ilgi göstermemeye başlamıştı. Bu durum 1471 yılına kadar böyle devam etti.

Uzun Hasan, Karakoyunlu hükümdarını mağlup edip, Tebriz tahtına oturunca, askerî gücünün de zirvesine çıkmış bulunuyordu. Doğuda inkıraz halinde bulunan, Timurlu devletinin durumunu artık kendisi için bir tehlike saymayan Uzun Hasan, hudut hududa geldiği Osmanlı devletini yegane rakip görmekte idi. Nitekim bu muvaffakiyetini müteakip, Osmanlı devleti aleyhine birtakım hareketlere başladı.

Yanına gelerek orada vefat eden İshak Çelebi’den sonra, Pir Ahmed ile Kasım Çelebi de Osmanlı ordularının önlerinden kaçarak yanına sığınmışlar, kendisini devamlı olarak Osmanlı devleti aleyhine tahrike başlamışlardı. Fâtih’in Trabzon seferi sırasında uğradığı itibar kaybını, onu karşısına hasım olarak alıp, askerî bir darbe vurmak suretiyle izale etmek isteyen Uzun Hasan, Karamanoğulları’nın hukukunu korumaya selahiyet kazanmış, durumunu kuvvetlendirerek, gücü inkar edilemeyen Osmanlı devletinin batıdaki düşmanları ile ortak bir harekâta geçmek için, ciddi temaslara başlamıştı. Hatta bu temaslar sonucunda, Osmanlı devletinin Rumeli’ye geçtiği andan itibaren kararlaştırılan ve bazıları icraya konulan haçlı seferlerinin genel karakteri olan paylaşma ve ortadan kaldırma fikri, bu temasların ana konusu oldu. 1463’lerde başlayan ittifak görüşmeleri, Fâtih’in Eğriboz adasını zaptetmesi üzerine hız kazanmıştı. Venedik elçisi Zeno’nun Tebriz’e ulaştığı sıralarda, silah ve askerî malzeme isteyen, Napoli ve Papalık devletleri ile birlikte, Venedik devleti ile de bir ittifak teklifi getiren Uzun Hasan’ın elçisi Hacı Mehmed de Venedik’e ulaşmıştı. Yapılan temaslar sonucu, Osmanlı kuvvetleri Alâiye ve Silifke kalelerini ele geçirdiği sırada, Venedikliler, Tokat taraflarından Osmanlı topraklarına asker sevkeden Uzun Hasan’a iki kalyon ile 6büyük havan topu, 600 arkebüs, çeşitli tüfekler ve ikiyüz piyade gönderdiler. Ancak İçel sahillerine kadar getirilen bu malzemeler, Silifke ve çevresinin Osmanlı devletine katılmış olması dolayısıyla, karaya çıkanlamadığı için, Venedik’e geri götürülmek durumunda kalındı.

Öte yandan, kendisine iltica etmiş olan Karamanoğlu Pir Ahmed’le İsfendiyaroğlu Kızıl Ahmed’in devamlı tahrikleri sonucu, önce eski Trabzon imparatorunun yeğenini Trabzon taraflarına akma gönderen Uzun Hasan, 1471’de Karaman üzerine kafi bir harekete karar vererek, Zeynel Bey kumandasında 20 bin kişilik bir kuvvet şevketti. Kendisi Gürcistan seferine çıktığı için, Anadolu harekâtına katılmamıştı. Bir yıl sonra Bektaşoğlu Ömer Bey Musullu ile amcasının oğlu Yusufca Mirza’nın maiyyetindeki Akkoyunlu kuvvetleri de Anadolu harekâtına katıldılar.

Fâtih Sultan Mehmed tarafından, Tokat’ın ipek gümrüğüne ikinci bir gümrük konulması üzerine önemli bir gelirden mahrum kalan ve zarara uğrayan Akkoyunlu hükümdarı, ilk hücumunu buraya yöneltti. Önce gönderdiği elçi ile, Trabzon vergisinin eskiden olduğu gibi kendisine ödenmesini ve Karaman ile Sinop’un boşaltılmasını istedi. Bu isteklerinin reddi üzerine Tokat’a saldırdı. Dulkadir beyini tahtına oturtmak bahanesiyle, Osmanlı topraklarından geçiş izni isteyen ve Amasya valisi bulunan Şarabdar Hamza Bey’in müsaadesi üzerine Tokat önlerine gelince, şehre ani bir baskınla saldıran Akkoyunlu kuvvetleri büyük bir tahribata giriştiler. Yakılıp yıkılan şehirde, pek kıymetli eserler ve yazma kitaplar mahvedildi. Bu tahribattan onbeş sene sonra yapılan bir tahrirden, şehrin uğradığı feci akibet açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Mevlevihane Mahallesi’nde hadiseden önce 32 hane varken, tahribattan sonra 8 hane kalmıştır. Bunun gibi hane sayısı; Zaim Mahallesi’nde 43’ten 17’ye, Hacı İvaz Mahallesi’nde 40’tan 19’a, Köyceğiz Mahallesi’nde 55’ten 21’e, Yaş Meydan Mescidi Mahallesi’nde 89’dan 38’e düşmüştür. Bu arada 8 mahalle de tamamen yokedilmiştir. Tokat’ın uğradığı bu tahribat, Osmanlı devletinde büyük akisler uyandırmış, Fâtih’i şarka yapacağı seferde kesin karara sevketmiştir.

Tokat’ın tahribatından sonra, Yusufca Mirza kumandasında 20 bin kişilik Akkoyunlu ordusu, Karamanoğlu Pir Ahmed’le beraber, Aksaray üzerinden Konya’ya geldi. Gedik Ahmed Paşa, kuvvetlerinin azlığı dolayısıyla, Yusufca Mirza’ya karşı koyamayacağını anlayınca, Konya’ya şehzade Mustafa’nın yanına çekilmişti. Durumu derhal İstanbul’a bildiren ve yardım isteyen şehzade Mustafa, maiyyetindeki kuvvetlerle Afyon’a kadar çekildi.

Fâtih, Akkoyunlu askerlerinin Anadolu’ya girip ilerlemesini sürdürdüğünü öğrenince, ordunun Üsküdar’da toplanmasını emretmişti. Gelibolu sancak beyi Mahmud Paşa acele İstanbul’a davet edilerek İshak Paşa’nın yerine, vezir-i âzamlığa tayin edildi. Ancak devlet ricalinin ve özellikle Mahmud Paşa’nın mevsimin geçtiğini ileri sürmeleri üzerine, sefer ertesi yıla tehir edildi. Ayrıca Afyon’da bulunan şehzade Mustafa’ya yardım gönderilmesine karar verildi.

Anadolu beylerbeyi Davud Paşa kumandasında gönderilen kuvvetlerle, şehzade Mustafa’nın kuvvetleri 60.000’e çıkmıştı. Şehzade Kütahya’ya kadar çekilmiş ve Bursa’nm savunması için tertibat almıştı. Casusları vasıtasıyla Akkoyunlu kuvvetleri hakkında sağlam malumat edinen Mustafa, babasından, Yusufca Mirza’nın üzerine yürüme iznini almış bulunuyordu. Osmanlı kuvvetlerinin ileri harekâta başlamaları üzerine, Yusufca Mirza kuvvetleri süratle Karaman topraklarına çekildiler. Düşmanın hızla çekilmesine yetişemeyen şehzade Mustafa, Arnavut Kasım komutasında 4.000 kişilik bir süvari kuvvetini süratle ileriye gönderdi. Beyşehir civarında Yusufca Mirza’ya yetişen Arnavut Kasım, dağlık bir arazide hemen saldırıya geçti ise de, kuvvetleri mağlup, kendisi şehid oldu. Ancak bu çarpışma dolayısı ile, oyalanan Akkoyunlu kuvvetlerinin arkasından yetişen şehzade Mustafa, Eflatun Pınarı (Kireli) mevkiinde, Yusufca Mirza ile karşılaştı. Vukubulan savaşı Osmanlı kuvvetleri kazandı (1472).

-Akkoyunlu ordusu tamamiyle imha edildi.

-Alınan pek çok esir arasında, Yusufca Mirza da bulunuyordu.

-Pir Ahmed ile İsfendiyaroğlu Kızıl Ahmed tekrar Uzun Hasan’ın yanına firar ettiler.

-Yusufca Mirza ile diğer esirler İstanbul’a gönderildi.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.