Osmanlı Devleti’nde Örgün Eğitim Kurumları

24 Aralık 2013 tarihinde tarafından eklendi.

Giriş:

Klasik dönem Osmanlı yönetiminin eğitim anlayışı, her insanı kendisine yetecek kadar bilgilendirmekti. Bu nedenle kuruluş döneminde okuma yazmayı bir ihtiyaç olarak görmeyen toplum gerekli bilgileri bulundukları bölgede yaşayarak öğrenmek durumundaydılar.

Osmanlı, toplumunda düzenli bilgi edinme bu bilgiyi kullanma ve okuma yazmayı geliştirme hakkı ulemaya verilmişti.
Osmanlı eğitiminin diğer bir amacı nitelikli insanlar yetiştirmekti. Bunun için devletin eğitim faaliyetleri XVIII. yüzyıla kadar genel anlamda İlmiye (Eğitim, din, hukuk bürokrasisi) Kalemiye (Sivil bürokrasi) Seyfiye (Askeri bürokrasi) için yetişmiş eleman kazanmaya yönelikti.

Osmanlı Devleti’nin Eğitim Anlayışı

Çok geniş bir coğrafyayı idare eden Osmanlı Devleti, yönetimi kolaylaştırmanın en önemli unsuru olarak eğitimi görmekte idi. Bu nedenle eğitim anlayışını ideal insan tipini yetiştirmek temeline oturtmuştu.

Bu nedenle hedeflenen insanı meslek sahibi yapmanın yanında itaatkâr, vatanını seven, dindar, vefakâr, çevresindeki insanlara karşı duyarlı ve kanunlara uyan bireyler olarak yetiştirmeyi amaçlamıştı.
Osmanlı Devleti’nde eğitim faaliyetleri Örgün Eğitim (düzenli sistemli eğitim) Yaygın Eğitim (Sosyal kurumlarda yapılan eğitim) olmak üzre iki şekilde yapılmaktadır.

Örgün Eğitim Kurumları

Sıbyan Mektepleri

– Osmanlı Devleti’nde eğitim ve öğretimin ilk durağı Sıbyan Mektebi (Mahalle Mektebi) idi.
– Sıbyan Mektepleri ya müstakil bir yapı halinde ya da külliyelerin içerisinde, camilerin bitişiğinde, her köy, mahalle ve semtte açılan okullardı.

Örgün Eğitim Kurumları

– Kız, erkek ya da karma eğitim yapan bu binaları devlet adamları ve varlıklı kişiler vakıf yoluyla kurmuşlardır. Köylerde ve mahallelerde halkın işbirliğiyle kurulan mekteplerin öğretmen ücretlerini veliler öderdi.

Okula Kayıt Şartları 

Herhangi bir kayıt işlemine gerek kalmadan Müslüman olan her ailenin çocuğu bu mekteplere gidebilirdi.

Eğitimcilerin durumu

Bu okullarda ders veren eğitimcilerin özel bir eğitimleri yoktu. Okuma yazma bilen bu iş için uygun olduğu düşünülen, İmam, müezzin kayyum gibi kişiler bu mekteplerde ders verirlerdi. Kız çocuklarının eğitiminde ise bilgili, çalışkan, tecrübeli ve hafız olan kadınlar kullanılırdı.

Okulların Genel Amacı ve Ders İçerikleri

Çocuklara okuma – yazma, İslam dininin kurallarını ve Kuran-ı Kerim okumayı öğretmeyi amaçlayan bu okullarda; elifba, Kur’an eğitimi, ilmihal bilgileri, yazı yazma, tecvit ve dört temel işlem öğretilmekte idi.

NOT :

Sıbyan Mektepleri’nde mezuniyet yaşı belirtilmemesine rağmen mezun olma şartı olarak en az Kuran’ı bir kez hatmetme (bitirme) mecburiyeti vardı.

Gayrimüslimlerin Durumu

İstanbul’un fethinden sonra Rum ve Galata Latinlerine dini inanış ve ibadet hürriyeti sağlanmıştı. Daha sonra ülkenin değişik bölgelerinde yaşayan Ermeniler ve Doğu Avrupa’dan getirilen Yahudiler de bu imkânlardan faydalanmaya başladılar. Bir çok yerde okullar açtılar. Devletin herhangi bir denetimi olmayan bu okullar bağlı oldukları kilise ve havralar tarafından denetlenirdi. Bu okullarda eğitimi, büyük ölçüde papaz ve hahamlar verirdi.

NOT :

Ermeni, Yahudi ve Rum cemaatleri kurdukları matbaalarda bastıkları kitaplardan eğitimde faydalanmışlardır.

Medreseler

Osmanlı Devleti’nde orta ve yükseköğretim kurumlarını medreseler oluşturuyordu. Osmanlı, fethedilen bölgede ilk önce cami ve yanında medrese açıyordu.

Osmanlı Devleti, daha kuruluşundan itibaren Bursa, Edirne ve İstanbul olmak üzere birçok yerde medreseler kurmuştu.

NOT :

Osmanlılarda ilk medrese, 1330 yılında Orhan Bey Dönemi’nde İznik’te açılan İznik Medrese’sidir.

Devletin ihtiyaç duyduğu dini, idari ve adli personeli yetiştiren medreseler yetişmiş, insan gücü sayesinde merkezi otoriteyi de güçlü kılmıştır.
Medreselerin kurulduğu ilk yıllarda İran, Suriye, Mısır, Türkistan ve Anadolu beyliklerinden gelen âlimler, medreselerde ders okutmuşlardır.
Osmanlıda İznik Medresesiyle başlayan süreç Yıldırım Bayezit ve II. Murat Dönemi’nde medreselere hazırlık bölümlerinin eklenmesiyle gelişmiştir.
Fatih Dönemine kadar Nizamiye Medreseleri’nin geleneğini devam ettiren Osmanlı Medreseleri Fatih’le birlikte ders içerikleri öğretmen maaşları gibi temel faktörlerde eğitim bir sistem üzerine oturtulmuştur.
1463 – 1470 yılları arasında Fatih tarafından yaptırılan Sahnıseman medreseleri Kanuni’ye kadar tefsir, hadis, kelam, fıkıh Arap dili ve edebiyatı derslerini okutan bir İslam Akademisi (İlahiyat Fakültesi) konumundaydı.
Kanuni Dönemi’nde yapılan ve Osmanlı eğitim ve öğretimini zirveye taşıyan Süleymaniye Medresesi ise fen ve tıp ilimlerinin verildiği bir eğitim kurumu haline gelmiştir.

NOT :

Medresenin ilk basamağında farklı hocalardan ders alan öğrenciler daha sonra Hariç ve Dahil medreselerinin derslerini gördükten sonra Sahnıseman ve Süleymaniye Medreseleri’ne devam ederlerdi. Bu medreseleri bitirenler kadılık ve müderrislik için diploma alırlardı.

Fatih’in öncülük ettiği klasik Osmanlı Medrese düzeninde bilinmesi gereken kavramlar:

– Softa: Orta düzeyde medrese öğrencilerine verilen isim
– Danişment : Yükseköğretim düzeyindeki öğrencilere verilen isim
– İcazetname: Sahnı bitirenlere verilen diploma
– Müderris : Öğretim görevlisi
– Muid : Müderrislerin yardımcısına verilen isim.
– Mülazemet : Atanmak için sıra bekleyen müderris ya da kadı adayları
Medreselerden mezun olanlar müftü, kadı, doktor, defterdar, müderris, imam ve nişancı gibi görevlere gelmekte idiler.

Örgün Eğitim Kurumları

Medreselerin Finansmanı

Osmanlı Devleti’nde eğitim hizmetleri daha önce Türk – İslam Devletleri’nde olduğu gibi Vakıflar aracılığıyla yapılmaktaydı. Medreselerin her kademesinde eğitim ücretsiz yapılmaktaydı. Tüm ihtiyaçları vakıflarca karşılanan öğrencilerin büyük çoğunluğu yatılı eğitimden faydalanmaktaydı.

Medreselerin Bozulma Sebepleri ve Islah Çalışmaları

a) Bozulma Sebepleri

Medreselerde okutulmakta olan bazı pozitif bilimlerin terk edilerek, akli bilimlerin boş ve gereksiz olduğunun düşünülmesi
Müderris atama sisteminin bozulması
II. Mustafa Dönemi’nde şeyhülislamlık yapan Feyzullah Efendi örneği (Kendine yakın kimseleri devletin değişik kademelerine getirmesi)’nde olduğu gibi büyük devlet adamlarının hatta padişahların müdahalesiyle, bazı ulema çocuklarına on beş yaşından önce müderrislik verilmeye başlanması (beşik uleması)
Öğrencilerin medreselerde esaslı bir eğitim görmeden müderris olmaları.
Koçi Bey’e göre daha önceleri kadı ve müderrislerden hepsi, bilgisi ve dini mükemmel, ırz ve vakar sahibi adamlar iken daha sonraları hak sahibi olmayanlara hadden aşırı mevkiler verilip eski kanunların bozulması ve liyakattan ziyade memuriyetlerin ehliyetsizlere verilmesi medreselerin bozulmasında etkili olmuştur.
Anadolu’da köyleri dolaşıp vaaz veren medrese öğrencileri bunun karşılığında aldıkları para ihtiyaçlarını gidermeyince Celali İsyanları’na katılanlar oldu. Öğrencilerin işsiz kalma korkusu ve disiplinsizliklerin artması.

NOT :

Fatih Dönemi’nde Sahnıseman Medreseleri’nde felsefe ağırlıklı dersler okutulmakta idi. XVII. yüzyıldan sonra “Bu dersler felsefiyattır.” denilerek programdan çıkartıldı.
III. Murat Dönemi’nde İstanbul’da ilk rasathane kurulmasına rağmen Kadızade Ahmet Şemseddin Efendi’nin rasathanenin uğursuzluk getirdiğine padişahı ikna etmesi üzerine 1580 yılında rasathane yıkıldı.

NOT :

Medreselerin bozulması üç katagoride olmuştur.

a) Öğretim ve yöntem alanında bozulma
b) Atama yöntemi alanında bozulma
c) Disiplin alanında bozulma

b) Islah Çalışmaları

Padişahların zaman zaman kanunnameler çıkararak medreseleri ıslah yoluna gittikleri bilinmektedir. Kanuni Dönemi’ne ait bir kanunnamede medreselerdeki öğrencilerin pek az kitap ve ders okuyup bir an önce üst makamlara çıkmayı amaçladıklarının dile getirilmesi ve çözüm yolu olarak müderrislerin öğrencileri ciddi bir şekilde çalıştırmaları teşvik edilmesi yanında makamların ehline verilmesi ve atama sistemine uyulması vurgulanmıştır.

III. Murat Dönemi’nde medreselerin ıslahıyla ilgili fermanları III. Mehmet Dönemi’nde 1598 yılında hazırlanan Layiha’lar izledi. İlerleyen yıllarda Koçi Bey, Katip Çelebi ve başka düşünürler medreselerin ıslahına ilişkin fikirler ortaya attılar. Medreselerin ıslahına I. Ahmet, IV. Murat, III. Ahmet, I. Mahmut, III. Selim zamanında da devam edildi. Fakat bozulma ve yolsuzluklar engellenemedi.

NOT :

II. Mahmut Döneminde Avrupa usulü eğitim sistemi benimsenmeye çalışıldı. Bir fermanla İstanbul’da ilköğretimin mecburi ve parasız olacağı ilan edildi. Medreselerle ilgili beklenen ıslahatlar II. Meşrutiyet’le birlikte yapıldı.
Osmanlıca, Farsça, tarih, coğrafya, kimya, vb. dersler okutulmaya başlandı. Bu gelişmeleri en son 1914 yılında öğrencilerin durumunu düzeltmeye yönelik çıkarılan “Medreseleri Islah Nizamnamesi” izledi.

Saray Eğitimi

Osmanlı Devleti’nde saray, padişâhın özel hayatının geçtiği ve devletin yönetildiği yerdi. Topkapı Sarayı Girişi Osmanlı Devleti’nin ilk yıllarından itibaren saray teşkilatı kurulmuş ve saraylar aynı zamanda bir eğitim mekanı da olmuştur.

Sarayda eğitim üç katagoride yapılmıştır:

a) Enderun

Saray okulu anlamına gelen Enderun’a öğrenciler alınmakta idi.
Devşirme usuluyle;
Hristiyan ailelerin çocukları küçük yaşta ailelerin rızası doğrultusunda alınarak Türk – İslam kültürüyle yetişmeleri için Türk aileleri yanına verilirdi. Seçimle alınan çocuklar önce Edirne Sarayı, Galata Sarayı ve İbrahim
Paşa Sarayı’nda eğitilirlerdi. Bu eğitim sonrası ikinci bir seçimle Enderun’a alınırdı.
Bu okulda sıkı bir eğitimden geçen öğrenciler gelecekte sadrazam, vezir, ordu komutanı, vali gibi seçkin kişiler olarak devlet kademesinde yerlerini alırlardı.
Enderun’da eğitim yedi kademeden oluşmaktaydı. Bir üst kademeye geçmek için başarılı olmak şarttı. Başarısız olanlar “Çıkma” adıyla taşrada değişik görevlere gönderiliyorlardı.

NOT :

Enderun Mektebi’nde öğrenciler İslami ilimler ve müsbet ilimlerin yanı sıra, güzel sanatlar beden eğitimi ve mesleki eğitim gibi değişik ilimlerde eğitim alma ve yeteneklerini geliştirme imkanına sahiplerdi.

b) Şehzade Eğitimi

Osmanlı Devleti, şehzadelerin eğitimini küçük yaşta ele almıştır. Törenle derse başlatılan şehzadeler ilk olarak Kur’an okumayı öğrendikten sonra kendileri için açılan Şehzadegan Mektebi’ne devam ediyorlardı.

Şehzadeler sarayda belli bir eğitimi aldıktan sonra XVII. yüzyıla kadar devleti yönetme tecrübesi kazanmak için lala gözetiminde sancaklara yönetici alarak atanırlardı. Eğitimleri bu şekilde devam ederdi.
✱ Sancağa çıkma usulü kaldırıldıktan sonra şehzadeler sarayda “Kafes ya da Şimşirlik” denen dairelerde inziva hayatı yaşamaya başladılar.

NOT :

Osmanlı Devleti’nde sancağa çıkma usulünün terk edilmesi padişahların yönetim tecrübesinden uzak tahta çıkmasına sebep olmuş, bu durum devletin zayıflama sürecini hızlandırmıştır.

c) Harem Eğitimi

Harem, sarayda padişahın ailesinin ve hizmetlilerin kaldığı bölümdür. Burada çocukların eğitimiyle kalfalar ve dadılar ilgilenmekteydi.

Harem aynı zamanda hizmetli ve cariyelerin eğitim aldığı bir kurum niteliğindeydi.
Haremde okuma – yazma ve dini eğitimin yanında yeteneklerine göre müzik, resim, edebiyat, nakış, dikiş, örgü gibi dersler görüyorlardı.
Eğitim süresi yedi sekiz yıl olan haremdeki eğitimin bir diğer amacı yüksek derecedeki askeri, idari görevlilere iyi eğitim almış eş yetiştirmektir. Böylece saraya sadık bir yönetici sınıf oluşturulmuştur.

NOT :

Haremde yetişen cariyelerin Enderun’daki yönetici sınıfla evlendirilerek devlet kademelerinde yer alması merkezi otoriteyi güçlendirmiştir.

Askeri Eğitim

Osmanlı Ordusu, büyük ölçüde Kapıkulu Ocakları ile Tımarlı Sipahiler’den oluşmakta idi.

Osmanlı Devleti, Kapıkulu Ocakları’na asker ihtiyacını devşirme usuluyle karşılamakta idi. Acemi Oğlanlar Ocağı’na alınan gençler askeri ve bedeni eğitime tabi tutulurlardı. Yetenekli olanlar Enderun Mektebi’ne alınır diğerleri ise Yeniçeri Ocağı’na gönderilirdi.
I. Murat Döneminde Gelibolu’da açılan acemi ocağı askeri ve bedeni birer eğitim ocağı olmanın yanında kısmen birer Sanat Okulu niteliği taşımaktaydı.
Tımarlı Sipahiler, yetiştirmekle yükümlü oldukları “Cebelü” denen askerlere askeri eğitim verirdi.
Deniz askerlerine “Levent” adı verilmekteydi. Bunlar tersane ve gemilerde eğitilirlerdi.

Örgün Eğitim Kurumları

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
KPSS Tarih Kartları – 2