Osmanlı-Macar Mücadeleleri ve Türk Akıncılarının Bu Ülkeye Tertip Ettikleri Akınlar
Osmanlı-Macar Mücadeleleri ve Türk Akıncılarının Bu Ülkeye Tertip Ettikleri Akınlar
Sultan Murad’ın Sırbistan’ı işgal edip Belgrad’ı kuşatması ile Türk ve Macar devletleri artık karşı karşıya gelmiş bulunuyorlardı. Macarlar, daha önce, Balkanlar’da, Türkleri kendi hudutlarından uzakta karşılamak ve yaklaştırmamak için büyük gayret sarfetmiş, hatta Balkan ve bazı Avrupa devletleri ile teşkil olunan ittifaklara katılarak, Osmanlılara karşı zaman zaman savaşmışlardı. Sultan II. Murad’ın Belgrad önünden hiçbir şey elde edemeden dönüşü üzerine de Osmanlılara karşı, tek başına mukabil harekete girmişti.
Macar kralı Hünyad Bosna’yı ele geçiren İsa Bey’i buradan çıkardıktan sonra, Erdel tarafından tahkimata başladı. Macar kralının huduttaki bu başarısı üzerine Sultan Murad, Mezid Bey kumandasında bir akıncı kuvvetini Erdel’e şevketti. Mart 1442’de Transilvanya’ya giren Mezid Bey, Sent Imre’de düşmana karşı bir muvaffakiyet kazandıktan sonra Hermanstad kalesini muhasara etmişti. Macar kralı Jan Hunyad, kale kuşatmaları pek mutat olmayan akıncıların böyle bir kale önünde takılıp kalmalarını görünce, hemen üzerlerine vardı. Kaledekilerin de aynı anda bir çıkış hareketinde bulunmaları üzerine Mezid Bey, Macarların üçbinden ziyade ölü verdiği şiddetli çarpışmada mağlup olmaktan kurtulamadı. Kendisi ile birlikte iki oğlu da şehid oldu. Bu çarpışmada, Drakul’un ihaneti ile ric’at yolunun kapanması Türk ordusunun hezimetine yol açmıştı. Macarlar, zaferden sonra, büyük bir ziyafet tertipleyerek Türk esirleri işkence ile öldürdüler.
Mezid Bey’in şehadetine çok üzülen, Sultan Murad, ertesi sene, Rumeli beylerbeyisi Hadım Şehabeddin Paşa’yı (Kulu Şahin) Anadolu ve Rumeli askerlerinin başında Macaristan’a gönderdi. Silistre üzerinden Erdel’e giren Şehabeddin Paşa, maiyyetinde bulunan tecrübeli akıncı ihtiyarlarının tavsiyelerini dinlemediği için, askerleri etrafa dağılınca, Vazağ mevkiinde Jan Hunyad’m baskınına uğradı. Çarpışmada pek çok tanınmış akıncı beyi şehid oldu. Şehabeddin Paşa Tuna’yı güçlükle geçerek kurtuldu (Eylül 1442). Mezid Bey ile Şehabeddin Paşa’nın peşpeşe yenilmeleri Macaristan’da olduğu gibi tüm Avrupa’da sevinç yarattı. Bütün Avrupa, büyük bir haçlı seferi tertiplemek için şevke geldi. Venedikliler Jan Hunyad’m bu zaferini törenlerle kutlarlarken, Bizans da çeşitli ümitlere kapıldı. Hatta tertip olunacak haçlı ordu ve seferinin sevk ve idaresi, Polonya ve Macaristan kralı Vladislas’a verildi.
Yapılacak bir haçlı seferi için tertip edilen toplantılarda Osmanlı padişahının ancak 100.000 süvarisi bulunduğu, bunların da devletin çeşitli yerlerine dağıldığı, piyadesinin ise onbin civarında olduğu, buna karşılık hıristiyanların 80.000 asker ile Anadolu’yu baştan başa geçerek Kudüs’e ulaşabilecekleri müzakere ediliyordu. Bu arada, Balkanlar’daki yerli prenslerin de ayaklanmaları ile Osmanlıların zor durumda bırakılmaları, haçlı ordusu harekete geçtiği sırada, boğazlara gönderilen bir donanma ile Anadolu’dan Rumeli’ye geçişin tamamıyla önlenmesi kararlaştırılmıştı.
Öte yandan Bizans imparatoru, Avrupa devletleri ile böyle bir ittifak gerçekleştirmeye uğraşırken, Anadolu’da da Karamanoğlu ile temas halinde idi. Nitekim Karamanoğlu Osmanlı kuvvetlerinin Erdel’de mağlup olduğu haberini alınca, hemen Akşehir ve Beyşehir üzerine yürümüştü (1443). Ancak Sultan Murad, Avrupa’da aleyhine cereyan eden faaliyetlerden haberdar olduğu için Karamanoğlu’nun fazla ilerlemesine izin vermedi. Oğlu Alaeddin Bey Amasya’dan hareketle geldiği sırada, kendisi de yanında bulunan kapıkulları ile İbrahim Bey’in üzerine yürüdü. Osmanlı kuvvetleri Karaman topraklarında şiddetli bir yağma ve tahribatta bulundular. Bir gözü Rumeli’de olan padişah, Karamanoğlu ile istediği şartlarda bir anlaşma imzalayarak, süratle Edirne’ye geçti.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.