Rusya’nın Osmanlı Devleti Üzerindeki Emelleri

10 Ocak 2014 tarihinde tarafından eklendi.

Rusya’nın Osmanlı Devleti Üzerindeki Emelleri

Osmanlılar’ın Avrupa’ya yayılması sırasında Altınordu Hanlarına tabi Rus knezlikleri, bu Türk Devletinin, Timur’un darbeleriyle yıkılma sürecine girmesinden sonra, Moskova Knezliği bir Rus Devleti olarak ortaya çıkma imkanı buldu. XVII.yüzyılın ikinci yarısından itibaren çağdaş teknolojiyi transfer eden ve uygulayan Rusya, güçlenmeye başladı ve Avrupa siyasetine girdi. Bunda özellikle Romanof hanedanından Çar I.Petro’nun büyük payı vardı. Petro, devletinin dış siyasetinde ilk defa denizlere ulaşma politikası izledi. Çok geçmeden de 1696’da Azak Denizi’ne, 1703’te Fin Körfezine ulaştı. 1711’de Prut Savaşından sonra Karadeniz kıyısını terk eden Rusya, daha sonraki yıllarda devamlı Osmanlı Devleti aleyhinde gelişme gösterdi. Rusya’nın, Osmanlı Devleti üzerindeki emelleri İngiltere, Fransa ve Avusturya devletlerinin çıkarlarıyla ters düştüğü için, Rus tehlikesine karşı zaman zaman bu devletlerle birlikte karşı konulmuştur. Hemen hemen her fırsatta Osmanlı Devleti’ni yıkmaya yönelik faaliyetler içinde bulunan Rusya, Osmanlı Devleti’ni paylaşmayı öngören projeler de ortaya atmıştır. 1768-1774 Rus savaşlarından sonra II. Katherina, Avusturya İmparatoru II. Josef ile “Grek Projesi” diye bilinen Türkiye’yi paylaştırma planını hazırlamıştır. Buna göre; Osmanlı Devleti’nin Avrupa’da bulunan toprakları iki parçaya bölünüyor, birincisi Rusya ile Avusturya arasında paylaşılıyor, ikincisi üzerinde ise İstanbul merkez olmak üzere Rusya himayesinde eski Bizans İmparatorluğu diriltiliyordu. Fakat 1789’da Fransız İhtilali’nin başlaması bu projenin uygulanmasına engel olmuştur .

Rus çarları içinde belki de en büyük Türk düşmanı Çar I. Nikola idi. Osmanlı Devletine karşı 1827-28 ve 1853-55 yıllarında iki defa savaş açmıştır. Birincisinde başarılı olarak Edirne Muahedesi’ni ağır şartlarla kabul ettirmiştir. Fakat Kırım Savaşında Türk-İngiliz-Fransız-Piyemonte ortak ittifaki önünde yenilmiştir. Osmanlı Devleti’ne ilk defa “hasta adam” adını takan bu çardır. I. Nikola, Kırım Savaşı’na başlamadan önce Grand Düşeslerden birinin sarayında bir balo gecesinde İngiliz Büyükelçi Sir Hamilton Seymour’a açılmış ve Türkiye’yi kasdederek hasta adamın ölümünün yaklaştığını söyleyerek mirasını dostça paylaşmayı teklif etmiş; ayrıca İngiltere’nin, Rusya’nın Osmanlı Ülkesi üzerindeki haklarını tanıdığı takdirde karşılık olarak Mısır ve Girit’i alabileceğini söylemiştir.

Ruslar, 1877’de dünya şartlarını kendileri için uygun görüp, Osmanlı Devleti’ni tek başına yıkmak için harekete geçtiler. Savaş ilanına bile gerek görmeden Türk topraklarına girdiler. Sonuçta Türk ordusu bu savaşta da yenildi. Savaşın sonunda önce şartları ağır Ayastefanos, sonra Almanya, İngiltere ve Avusturya’nın işe karışmasıyla Berlin antlaşması imzalandı.

Osmanlı Devleti ile Rusya arasındaki son savaş Birinci Dünya Savaşı’dır. Osmanlı Devleti döneminde azınlıkları kışkırtmaktan da çekinmeyen Rusya, her ne kadar Kurtuluş Savaşı döneminde, kendi menfaatleri doğrultusunda Türkiye’ye karşı bir yaklaşma politikası takip etmişse de bu uzun sürmemiş ve 1935’te kaba bir şekilde Türkiye’den toprak talep etmiştir. Kabul edilmesi, mümkün olmayan bu teklif reddedilmiştir. 1946’da da tekrarlanan bu toprak talebi Türkiye’nin NATO’ya girmesine sebep olmuştur.

Rusya’nın tarihte Türk Milleti’ne bu kadar yüklenmesinin sebebi ise geçmişte Türk hakimiyetinde uzun süre kalması, arkasından sıcak denizlere inmek ve bir “Dünya İmparatorluğu” idealidir. Bütün bu amaç ve hedeflerinde Rusya, en büyük engel olarak Türkleri görmüştür.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
KPSS Vatandaşlık Şifreleri