Türk İnkılap Hareketleri, Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası ve Atatürkçülük

24 Ocak 2014 tarihinde tarafından eklendi.

TÜRK İNKILÂP HAREKETLERİ, ATATÜRK DÖNEMİ TÜRK DIŞ POLİTİKASI VE ATATÜRKÇÜLÜK

Millî Mücadele’nin başarıyla tamamlanması ve Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanarak, adeta Yeni Türk Devleti’nin tapusunun alınmış olması, Türk Milleti’nin uluslararası camiada varlığını sürdüreceğinin bir ispatıydı. Ancak, milletin son dönemlerde içinde bulunduğu geri kalmışlık halinden kurtarılması ve çağın en yüksek medenî icaplarına göre ilerlemesinin temin edilmesi için, yeni çalışmalara ihtiyacı vardı. Eğer bu çalışmalar gerçekleştirilirse, girişilmiş olan büyük millî hareket her yönüyle tamamlanmış olacaktı.

Türk Milleti’ne yeni bir görüntü ve kimlik kazandırmak düşüncesinde olan Gazi Mustafa Kemal Paşa, İstiklâl Savaşı’nı yalnız vatan topraklarının istilacı kuvvetlerden kurtarılmasıyla yeterli saymıyordu. O, yeni Türk Devleti’ni eski Osmanlı müesseselerinden kurtarmak, Türk Milleti’ni Batı Dünyası’nca kabul edilmiş sosyal ve kültürel değerlere kavuşturmak ve modern esaslara göre donatmak istiyordu. Bunu yaparken de her şeyden önce, yeni devletin bir millî Türk Devleti olduğunu ve devlet kültürünün, Türk benliği ve gelenekleri üzerine kurulması gerektiğini savunuyordu.

Mustafa Kemal Paşa, çok önceden memlekette yapmak istediklerini kafasında planlamıştı. Ancak O, yapacağı işler için uygulamayı safhalara ayırıp, zamanın gelmesini ve şartların oluşmasını beklemeyi uygun buluyordu. Zamanı gelince de, uygulamayı bir takım evrelere ayırarak olayların gelişiminden faydalanıyordu.

Atatürk, gerçekleştirmeyi düşündüğü inkılâplarla ilgili olarak da, önceden milletin duygu ve düşüncelerini, yapılacak olan çalışmalara hazırlayarak, bunları millete mâl etmeye çalışıyordu. Ancak, bu sırada kendi başına hareket etmeyerek, yakın çevresi ile hükümetler ve TBMM’nin de inkılâpların gerçekleştirilmesinde söz sahibi olmalarını arzu ediyordu.

TÜRK İNKILÂP HAREKETLERİ

Osmanlı Devleti’nin duraklama, gerileme ve dağılma dönemlerinde, devletin içinde bulunduğu kötü durumdan kurtarılabilmesi amacıyla bir dizi ıslahat hareketlerine girişilmişti. Ancak bu hareketler halka dayanmadıkları ve köklü değişiklikleri ihtiva etmedikleri için devleti ve milleti kurtarmaya muvaffak olamamışlardı.

XIX. yüzyıl sonları ve XX. yüzyıl başlarında ise, Osmanlı Devleti’ni bu kötü durumdan kurtarmaya yönelik, Osmanlıcılık, İslamcılık ve Batıcılık gibi bir takım fikir akımları ortaya çıkmıştı. Bu fikir akımlarının da, en nihayet I. Dünya Savaşı sırasında iflas etmesi, Atatürk’ün Türk Milleti’ni çağdaş medeniyetler seviyesine ulaştırmak maksadıyla yapacağı inkılâpları ve yeni Türk bünyesini, milliyet ve medeniyet prensipleri üzerine oturtmasını gerekli kılmıştı. Bu sebeple Türk İnkılâbı, tamamıyla milliyet ve medeniyet prensipleri çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.

Türk İnkılâbı, çağın uluslararası değerlerine uygun yapıda olması sebebiyle, Türk Milleti’ni arzu edilen medeniyet seviyesine ulaştırabilecek niteliklere sahiptir ve modern çağların en büyük Türk devlet adamı olan Atatürk’ün dehası ve Türk Milleti’nin eşsiz anlayış ve fedakârlığı ile gerçekleştirilmiştir.

Atatürk’ün genel olarak amaçlarını “Türk halkını bütünüyle çağdaş ve bütün anlam ve biçimleriyle medenî bir toplum durumuna ulaştırmak” diye açıkladığı inkılaplar, şüphesiz, her alanda Türk Milleti’nin ilerlemesini temin edebilecek niteliktedirler. Bu sebeple, Türk Milleti için hayatî öneme sahip olan bu inkılâplar, Atatürk tarafından gençliğe emanet edilirken, ordu da cumhuriyeti ve diğer inkılâpları korumak ve kollamakla görevlendirilmiştir.

Bu dönemde yeni Türk Devleti’nde yapılan inkılâpları; siyasî alanda, hukuk alanında, eğitim ve kültür alanında, sosyal alanda ve ekonomi ve sağlık alanında yapılanlar olmak üzere beş ana grupta toplamak mümkündür.

 

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
Çağdaş Dünya Tarihi Soru Cevap