Yakub Paşa’nın İstirya Akını ve Osmanlı-Macar Sulhu

13 Mayıs 2014 tarihinde tarafından eklendi.

Yakub Paşa’nın İstirya Akını ve Osmanlı-Macar Sulhu

1492 yılında uğranılan iki akın mağlubiyetinden sonra, Amasya’da iken padişahın kapı ağası olup, daha sonra Konya’da Alemşah yanında hizmet gören ve bu sıralarda Bosna sancak beyliği vazifesinde bulunan Hadım Yakub Paşa, padişah tarafından yeni bir akına memur edildi. Bunun sebebi, Macar beylerinin yeniden birbirlerine girerek ülkeyi dahilî bir karışıklığa sürüklemiş olmaları idi. Hatta bu beylerden bazıları, bizzat Yakub Paşa’dan yardım istemekte idiler.

Mihaloğlu ile Hadım Ali Paşa’nın intikamını almak üzere 8.000 kişilik bir kuvvetle İstirya’ya giren Hadım Yakub Paşa, Macarların elinde bulunan Yayçe hisarının önünden geçerek, İsklovenya’ya girdi. Hisar kumandanı Yakub Paşa’nın harekatına mani olmak istedi ise de, başaramadı. Una suyunu da geçen Hadım Yakub Paşa daha önceki akınlarda henüz girilmemiş olan Slavin ve Kulpa arazilerini tepeledi. Onbeş gün kadar Hırvatistan ve Güney İstirya’da yağma ve tahribatta bulunan ve pek çok esirle ganimetler alan Yakub Paşa, Türk tehlikesine karşı aralarındaki mücadeleye son veren ve birleşerek, ağaçlarla kaplı Sadvar boğazında önlerini kesen düşmanla anlaşmak istedi. Biraz para ve esir vermek suretiyle boğazdan geçmeye çalıştı. Ancak düşman kumandanı Derenkezeni, bütün esirlerin ve alınan ganimetin tamamının verilmesini istedi. Yakub Paşa, bunu kabul etmediğinden iki ordu arasında çatışma kaçınılmaz oldu.

Yakup Paşa’nın ordusunu kendisininkinden kalabalık zanneden Derenkezeni, çekilerek müsait bir yerde savaşmak istedi ise de, Bernarden ve Franjipan adındaki banları, ric’ata muhalefet ederek, boğazda savaşmayı teklif etti. Müzakerelerle geçen iki gün zarfında çok iyi hazırlanan Yakub Paşa, orman içindeki ağaçları kestirmek suretiyle kendisine bir yol açtı. Boğaz çıkışında bir şehirden geçerken, bir hayli silah da ele geçiren Türk kuvvetleri, düşman tarafından takip edilince, mecburen savaşmak zorunda kaldılar.

– 9 Eylül 1493’de sabahın erken saatlerinde başlayan savaş, Abdina veya Karbova adı ile anılan mevkide vukua geldi.

– Yakub Paşa, süvarileri ile, kedisinden çok daha kalabalık olan düşman ordusunu müthiş bir bozguna uğrattı.

– Altıbine yakın Macar askeri savaş meydanında kaldı.

– Esir alınan Derenkezeni’nin oğlu ve kardeşi idam edilmiştir.

– Ele geçirildiğinde hüviyetini gizleyen Derenkezeni ise, İstanbul’a gönderilmiştir.

– Franjipan beylerinden ikisi de idam olundu.

– Afyon kalesinde hapsedilen Derenkezeni, orada vefat etmiştir.

Padişah tarafından taltif ve bir kılıç ile bir at hediye edilen Yakub Paşa, Rumeli beylerbeyiliğine tayin olunmuştur. Bu zaferden sonra da Osmanlı akınları Dalmaçya ve İstirya’da aralıksız devam etmiştir. Akıncılar Tamışvar ve Banat’a kadar uzanmışlar, pek çok esir ve ganimet alarak dönmüşlerdir. Türk akınlarından bizar olan Alman imparatoru Maximilian, Almanya içlerine kadar sokulan Türk akıncılarına karşı harekete geçti. Kendisine Macar kumandanlarından meşhur Kiniş de, hasta olduğu halde iltihak etti. Bu mukabil harekatla, Semendire ve çevresini tahrip eden Alman ve Macar birlikleri pek çok kıymetlli eşya ve zahireyi de götürmüşlerdir. Ancak oradaki savaş durumu aralıksız sürmekte idi.

Bu duruma son vermek ve peşpeşe devam eden akınlardan kurtulmak için, Macarların sulh teklifi, II. Bayezid tarafından kabul edildi. Sonunda 1495’te Osmanlı devleti ile Macaristan arasında otuz yıllık bir anlaşma imzalandı. Anlaşma gereğince, Derenkezeni’nin mağlup olduğu savaşta alman esirler iade edildi ve Osmanlı akınları durduruldu.

 

 

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
Tarih Sınavda Çıkacak Konular