Türkçülük
OSMANLI DEVLETİ’NİN SON DÖNEMİNDE DEVLETİ KURTARMAYA YÖNELİK FİKİR AKIMLARI
Türkçülük
Türkçülük, 2. Abdülhamit devrinde bir fikir hareketi olarak gelişmiştir. Osmanlıcılık veya İslamcılık gibi bir idare ve siyaset sistemi haline getirilmesi düşünülmemiştir. Bu sebeple Türkçülük hareketi bir siyasi partinin veya muayyen bir grubun malı değildir. Az sayıdaki aydının üzerinde kafa yorduğu bir akımdır. Bu aydınlar içinde, siyasete girmemiş olan, tarafsızlar bulunduğu gibi, İslamcı ve Osmanlılık taraftarları da vardı. Bunlar, çeşitli sebeplerin etkisiyle Türkçülüğü değişik yönleriyle incelemekteydiler.
Bu fikir hareketine zemin hazırlayan faktörler ise şöyle sıralanabilir:
1. Avrupa büyük devletlerinin de teşvikiyle milliyet fikirlerinin hıristiyan tebaa arasında yayılması ve bunun sonucunda isyanların çıkması.
2.Türk olmayan müslüman topluluklarının da yine batılı devletlerin propagandaları sonucu Osmanlı Devleti’nden ayrılma temayülleri. Bu hususta özellikle İngiltere’nin Mısır’dan başlamak üzere Arap memleketlerine sirayet eden propagandaları ile Avusturya’nın Bosna-Hersek’ten başlayıp Arnavut halkı üzerinde yaptığı propagandalar bu konuda çok etkili olmuştur.
3.Bilhassa; büyük hıristiyan eyaletlerin müstakil veya muhtar bir statüye kavuşmaları üzerine, bu eyaletlerdeki Türklerin Anadolu’ya göç etmeleriyle Türk nüfus yoğunluğunun artması ve bu insanların maruz kaldığı felaketin uyandırdığı tepki.
4. Avrupa’nın Türkler üzerindeki baskısı ve aleyhde propagandaları.
5. Yabancı dil öğrenen ve Avrupa’ya giden Türklerin, Avrupalıların Türkler hakkındaki araştırmalarından haberdar olup, bunun vicdanlarında uyandırdığı hisler.
Bütün bu fikir akımlarının dışında, Batı’da ortaya çıkan fikir ve sistemleri aynen benimseyen Türk aydınlan da çıkmıştır. Bunlar kendi aralarında da bölünmüşlerdir. Bunlardan öncülüğünü Celal Nuri’nin yaptığı bir bölüm batıcı grup, Avrupa’dan her şeyi almaya gerek yoktur. Osmanlı devleti üzerinde düşmanca emelleri olan batılıların teknolojisi alınmalı fakat kültürü alınmamalıdır
görüşündeydi. Öncülüğünü Abdullah Cevdet‘in yaptığı diğer bir grup batıcılar ise ikinci bir medeniyet yoktur, tek bir medeniyet vardır, o da batı medeniyetidir. Gülü ile dikeni ile alınmalıdır diyordu. Fakat bu görüşler bir kısım çevreyle sınırlı kaldı ve fazla taraftar bulmadı.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.